10. Ay

Cuma, Aralık 23, 2016 Unknown 0 Comments


10. ayı maalesef griple bitiriyorsun kızım. Üstelik şimdiye kadar olan en ağır hastalığın diyebilirim. Burnun tam bir musluk, çoğunlukla tıkalı, öksürüğün var, gözlerin kırmızı kırmızı ve halsizsin. Neyse ki ateş sorunu yaşamadık. Bense senin bu keyifsiz ve hasta halini gördükçe, içimden bi şeylerin koptuğunu hissediyorum. Minicik bedeninle nası bi savaş veriyosun belli değil. Tabii ki buna da şükür diyorum, dermansız dert değil sonuçta. Bi kaç gün daha çekip, göndereceğiz hastalığı bebeğim.

Bu son bi kaç günü saymazsak oldukça hareketli bir aydı(yine :D). 9 ayını doldurduğun günlerde anneannen ve deden geldiler İzmir'e ve 2.5 hafta kaldılar. Evin kalabalık olmasını tabii ki de çok sevdin. Sürekli seninle oynayan, konuşan, gülen, eğlenen birileri olmayagörsün zaten. Çok mutlu oluyorsun :) Anneannen de oyun oynamayı çok sevdiği için takılıp durdunuz karşılıklı. Ardından bir haftalığına İstanbul'a gittik. Ordaki herkes çok özlemiş seni. İkimiz için de iyi oldu. Hemen ardından da haftasonu için Denizli'ye gittik. Arya kuzenini gördün, bol bol oynadınız. Bu kadar seyahat sonrasında hasta olman kaçınılmazdı diye düşünmeden de edemiyorum :(

Bu ayın en büyük olayı seni 1 geceliğine anneanne ve dedenle bırakıp, Çeşme'ye şirketin etkinliğine gitmemiz oldu. Anneanen ısrarla günü ve geceyi idare edebileceklerini söyleyip beni ikna etti gece de kalmam için. Ben de ona güvenerek ama kafamda bi sürü soruyla tamam dedim. Sen normalde emerek uyuduğun için, etkinlikten önceki 10 gün falan gündüz uykularını anneannen uyutmaya başladı. Pışpış ve ninniyle uykuya geçebildin. Bazen hiç sesini çıkarmadan uyudun, bazen mızırdadın, bazen de biraz ağladın. Ama hep 10-15 dk içinde uyudun. Sonra bi gün babanla sinemaya gittik akşam. Bunu da not düşeyim de 9 aydan sonraki ilk sinemaya gidişimdi :) O akşam seni emzirip bıraktım evde. Gece uykusuna da anneannen geçirdi yine seni. Gece yarısı gibi döndüğümüzde uyandın, emip geri uyudun. Bu denemelerden sonra 1 gecelik ayrılığı ikimiz de kaldırabiliriz diye düşündüm ve içim daha rahat bi şekilde bıraktım seni. O gün tüm gün gayet güzel vakit geçirmişsiniz. Süt sağıp bırakmıştım ama sen donup çözülmüş sütün tadını beğenmeyip içmemişsin. E tabi kaynağından içmeyince ne anlamı var de mi :D Gündüz uykularını uyumuşsun. Gece de yemeğini yiyip yatmışsın her zamanki saatinde. Sonra gece bi kaç kez uyanmışsın. Su falan içip pışpışla geri uyumuşsun. Tüm gün zaten anneannen ve deden sürekli fotoğraf ve video yollayıp beni bilgilendirdiler. Aklım hep sendeydi ama içim de rahattı. Ertesi gün öğlene doğru döndük. Bizi gördüğünde o kadar sevindin ki çırpınıp sarılıp durdun. Biz de çok özlemişiz seni, o gün adeta yapışık ikiz gibiydik :)

Emekleme konusunda artık bir uzmansın. İyice hızlandın ve evin her yerine ulaşıyorsun. Sürekli senden bi şeyler kaçırır durumdayız evde. Gözümüzü üzerinden bi saniye ayıramıyoruz. Bu da demek oluyor ki uyumadığın zamanlarda hep seninleyim. Ya oyun oynuyoruz beraber, ya kitap okuyoruz ya da dışarı çıkıyoruz. Evde sen uyanıkken yapmam gereken şeyler olduğunda (yemek, çamaşır asmak gibi) seni kanguruyla sırtıma bağlıyorum ve o şekilde yapabiliyorum işlerimi. Eğer uykun geldiyse uyuyakalıyorsun zaten sen de orda :)

Baban eve geldiğinde "Baba geldiiiii" diyip seni yere bırakıyorum. Salonun ortasından emeklemeye başlayıp, kapının önüne kadar son hız gidiyorsun bi sevinçle. Sonra baban seni kucağına alıyor ve sevinçten çırpınmaya başlıyorsun :)

Artık orta sehpa diye bi şeyimiz yok :) Kaldırdık hepsini. Böyle bi ferahladı salonumuz sayende :) Çekmece ve kapakları açmayı öğrendin. Sürekli tv ünitesinin kapağını açmaya çalışıyorsun. Açıyorsun da. İçindekileri çekip çıkarmak ortalığa saçmak en güzel oyun senin için. Henüz kapak ve çekmeceleri açmaman için aparatlar takmadık. Bu konuda nasıl ilerleyeceğiz zaman gösterecek.

Perdeleri keşfettin! Gidip gidip saklanma oyunu oynuyorsun. Çok eğleniyorsun tabii ki :)

Top atmayı öğrendin. Topu atmayı gösterdikten sonra sana verince ve hadi at deyince attın. Çok çabuk öğreniyorsun gerçekten ve ben bu öğrenme hızına hayran kalıyorum.

Bi kaç gün önce ilk kez odandaki yatağının kenarına tutunup kendi başına ayağa kalkabildin. Sanırım bu ay içinde sıralamaya başlayacaksın. Kim bilir belki de yürürsün!

Bu ay çenen biraz düştü :) Sanırım dilini kullanmayı öğreniyorsun. Dedededede sesini çıkarmaya başladın. Ha bir de anlamlandıramadığım bi çok ses daha :)

Müzik duyduğunda ellerini çırpıyorsun ya da dizlerine vuruyorsun. Yaaştan oynaklaşmaya başladın :) Bakalım daha ne şebeklikler bekliyor bizi bu konuda.

Öpmeyi öğrendin gibi. Yani tam olarak öpücük vermiyorsun ama yanağımı uzattığımda, hadi öp dediğimde ağzını yanağıma doğru yaklaştırıyorsun. Sonra da bi sevindirik oluyorsun :) 

Üfleyince ses çıkaran oyuncaklara bayılıyorsun. Eline zurna versek onu da çalarsın eminim :) 

Artık bir şeyleri öğrenip, isimle ilişkilendirebiliyorsun iyice. Mesela dedeni öğrendin. Dede nerede diye sorduğumuzda hiç şaşırmadan onu gösteriyorsun. Hatta İstanbul'a gittiğimizde büyük dedeni de öğrendin. Dede nerede diye sorunca ona da bakmaya başladın. Bunun üzerine top nerede, kitap nerede diye sorduğumuzda hemen onların yanına gittin. Ben de bu aralar oyuncaklarını gösterip bak bu zürafa, bak bu dino, bak bu şu, bak bu bu diyerek sürekli tekrar yapıyorum sonra da sana soruyorum o nerede bu nerede diye. Sen de çoğunlukla hep doğru şeyleri gösteriyorsun. Bu yaptıklarının hepsi bana tabii ki mucizevi geliyor annecim. Her yeni yaptığın şey benim için çok özel ve gururlandırıcı. Bu hissi insan ancak ebeveyn olduğunda anlayabiliyormuş gerçekten.

Kitaplara ilgin gün geçtikçe artıyor ve ben buna çok seviniyorum. Sana yeni kitaplar aldım ve almaya devam edeceğim. Her gün bi kaç kez okuma zamanı yapıyoruz seninle ve sen gerçekten çok zevk alıyorsun bu zamanlardan. Hadi gel kitap okuyalım dediğimde heyecanlanıyorsun. Umarım ki bu ilgini hiç kaybetme kitaplara karşı.

Bu ayın yarısından sonra bana düşkünlüğün oldukça arttı. Benim kucağımdyken biri seni almak istediğinde hemen boynuma sarılıp gitmek istemiyorsun. Bunu baban dışındaki herkese yapıyorsun. Biraz gönlünü eğledikten sonra alabiliyor insanlar seni kucağımdan :) Ama itiraf etmeliyim ki o gitmek istemeyip boynuma sarıldığın an dünya duruyor sanki. O andaki hislerimi anlatmam hiç bir zaman mümkün olmayacak. 

Yemeklerle aran gayet iyi. Kahvaltı olayını çözdük gibi. Uyandıktan sonra emiyorsun, 1 saat sonra falan da kahvaltı yaptırmak istediğimde yiyorsun. Yalnız peyniri sevip yiyordun ama son 10 gündür yemek istemiyorsun. Her gün bi yumurta sarısını götürüyorsun kahvaltıda. Onun dışında genel olarak yaptığım şeyleri yiyorsun. Yeme konusunda problem çıkardığını söyleyemeyeceğim. Ama tabi bi kaç gündür şu hastalıktan dolayı hiç bi şey yemiyorsun azıcık muz dışında. Tamamen emerek devam ediyoruz. Umarım hastalığın bitince yeme durumun olumsuz etkilenmez. 

Gündüz 3 kere uyuduğun uykuyu sanki 2 kereye düşürmeye çalışıyorsun bu ara. Gerçi araya hastalık girdiği için normalden daha çok uyudun son günlerde ama öğleden sonra uykusunu yakın zamanda birleştireceksin gibi geliyor bana. 

11.12.16 - İlk kez dede dedin.

20.12.16 - İlk kez kendi kendine bi yerden tutunup ayağa kalktın.

You Might Also Like

0 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)