Selimiye
Gelelim tüm tatil boyunca favorim olan yere. Selimiye'yi artık duymayanınız kalmamıştır sanıyorum. Bundan 4-5 sene öncesine kadar kendi halinde bir Ege köyü olan Selimiye, son yıllarda tam bir yeni keşfedilen cennet olarak herkesin radarında. Gidip o tatlılığı görünce ben de diğer herkese hak verdim. Alaçatı'nın daha miniğini ve deniz olanını düşünün. Tüm mekanlar nev-i şahsına münhasır. Hepsi zevkle dekore edilmiş, menüleri orijinal. Bizim gittiğimiz tarihte (haziran ortası) oldukça sakindi ki ben bu sakinliğe bayıldım. Diğer tarihlerde vıcık vıcık kalabalık olur mu bilemiyorum ama bence eylülde şahane olur ;)
Deniz kıyısı boyunca butik otel ya da restoran olarak işletilen her mekanın kendine ait küçük bir beach'i var. Çoğunda yeme-içme karşılığında beach'e girebiliyorsunuz. Açıkçası çok mantıklı bir uygulama. Çeşme'deki beach'lere en az 40 liraya girip çoğunda bir içecek bile vermedikleri için, bize oldukça makul geldi bu şekil. Biz de gözümüze S.U.P. Selimiye'yi kestirip şezlonglara yayıldık.
Selimiye'nin denizi dümdüz, suyu çok sıcak değil ve çok yumuşak. Tende bıraktığı o ipeksi hissi, başka bir denizde görmedim ben.
Siz gittiniz mi Selimiye'ye, gittiyseniz ne düşünüyorsunuz? Yok canım abartmışlar mı diyorsunuz, yoksa popüler olduğu kadar var diyenlerden misiniz?
0 yorum var:
Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)