Son gün

Perşembe, Aralık 31, 2015 Unknown 0 Comments


2015 bizim için çok farklı bir heyecanın başlamasına sebep oldu, 2016 da bu heyecanın en üst sınırına ulaştığı yıl olacak. Üstelik daha en başından itibaren! Yeni yılın ilk 2 ayına o kadar çok şey sığdaracağız ki, kalan ayları sakin ve huzurlu geçirmek için şimdiden sabırsızlanıyorum.

Yeni ev, yeni muhit, yeni yaşım, yeni aile bireyi, yeni yeni yeni... Bu kadar yeniliği eskiden olsa kaldıramayabilirdim bence. Çünkü ben düzeninin çok da bozulmasını sevmeyen biriyim. Ama işte hayatımıza girecek olan minicik ufacık bi insanoğlu tüm bu yeniliklere gözümü kapayıp, kucak açmamı sağlıyor. Eskiden olsa panikten ne yapacağını şaşıracak olan ben, olabildiğine sakinim. Ama bu fırtına öncesi sessizlik değil kesinlikle, koynuma alınca her şeyi unutacağımı bildiğim kızımın huzuru. 

Umutsuzluğa düştüğüm, yok artık bu kadar da olmaz dediğim her an aklıma tek düşen ve beni sakinleştiren şey bu. O süt kokusu, o pamuk ten, o masum surat  

İşte böyle farklı duygularla sarmalanmış olarak veda ediyorum yılın son gününe. Bu seneki tek yeni yıl dileğim sağlıkla gelsin, gerisi hiç önemli değil dediğim kızım...

0 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

31&32.Haftalar

Salı, Aralık 29, 2015 Unknown 0 Comments


4 gün önce çalışabilir raporumu aldım. Bugünlere geldiğime inanamıyorum. Resmen sona yaklaşıyoruz! Gerçi henüz çok bi panik yok üzerimde, aman olmasın da. Zaten 5 hafta sonra taşınacak biri olarak yeterince dolu kafam. Bu iyi bi şey mi kötü bi şey mi bilmiyorum. Ama bi şekilde yapılacak çok şey olduğu için panik olamıyorum sanırım :) (kafa gitti)

Çakıl bu sıralar 1900 grlara ulaşmış ve makinaya göre 5 gün önden gidiyor. Bu da demek oluyor ki 15 şubata çekildi bizim due date! Gelin görün ki geçen gün tepeden inme gibi bi 11 şubat tarihi geldi bana. Yani nedense 11 şubatta aramıza katılacakmış gibi hissediyorum minnoşumuz ^^

Bana gelirsek evdeki tartıya göre +12(aç ve çıplak), doktorun tartıya göre +13(tok ve kıyafetli) kilodayım. 2 hafta sonraki kontrol için sadece 500 gr almam gerektiğini söyledi. Yav he he diyemedim tabi :D An itibariyle tam bi yuvarlak surat olduğum bi gerçek.

Ödem sorunu kendini göstermeye başladı son günlerde. Özellikle ayak ve ellerimde akşama doğru bariz hissediyorum. Hiç hoş değil, hiç!

Bir de bu haftasonu doktorumun da bulunduğu Medikal Park Hastanesi'nin açtığı "Gebelik Okulu" isimli kursa başladım. 4 hafta sürecek. Bununla ilgili deneyimledikçe daha detaylı bir yazı yazmayı düşünüyorum. Stay tuned!

0 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Yılbaşında Milano

Perşembe, Aralık 24, 2015 Unknown 0 Comments

Bu yazıyı yazmakta çok geç kaldım, geç kaldıkça yazamadım. Taa ki üzerinden 1 sene geçene kadar :) Madem yazamadım bari tam zamanı geldiğinde yazayım dedim.

Yılbaşını da içine alan bu tatilde gözümüze neler takılmış bakalım.

Milano, bizim İtalya'da ziyaret ettiğimiz ilk şehir oldu. Neden Milano? Çünkü ucuz bilet, net :D 4 gece 5 gün kaldık Milano'da. Ama bunun 1 tam günü Verona, yarımdan biraz fazlası Como, yarımdan biraz azı da Pavia olarak parçalara bölündü. Kalan 1 tam 2 yarım gün de Milano için gayet yeterli bi süreymiş zaten.

Yazının en başında uyarayım da sonra popomuz dondu hiç söylemedin demeyin! Ben böyle bi soğuk, böyle bi ayaz görmedim. Şimdiye kadar bulunduğum en soğuk şehirdi. En kalın kaban ve botlarınızı götürün yılbaşı döneminde gidecekseniz.

Öncelikle Milano yazısı gelecek, ardından diğerleri. Hadi başlayalım!


Nerde Kalalım?

Bu sefer nedense çok son ana bıraktık otel ayarlama işini. Aslında Airbnb'den çok güzel evler bulmuştuk, ancak gittiğimiz günün tam 31 Aralık olması nedeniyle ev sahiplerinden anahtar alma problemi yaşayacağımız ortaya çıktı. O yüzden de otel aramaya girişip NH Milano Touring isimli otelde karar kıldık. Merkeze yürüme mesafesinde olmasa da merkeze giden metro durağının dibinde olması bizim bu oteli seçmemizdeki en önemli şeydi. İyi ki de öyle yapmışız, ulaşım konusunda hiç sorun yaşamadık metro açısından. Otel temizdi, odaların büyüklüğü idealdi, çok yakınında da kahveci vardı, e daha nolsundu? Tavsiye edebilirim yani ;)


Ne alalım?

Milano demek moda demek. Buna kimsenin itirazı yok değil mi :) O yüzden eurocuklarınıza kıyabilirseniz doğru alış-verişe. Tabii Milano çevresinde gidebileceğiniz 2-3 tane çok büyük outlet de mevcut. Eski sezonlarda iyi indirimle olduğunu duydum. Biz gitmedik ama daha uzun kalacaksanız gidilebilir.

Milano'da ocak ayının ilk cumartesisi kış indirimi başlıyormuş tüm markalarda. Biz de buna denk geldik. E tabi bi kaç parça bi şey almadım değil. Bazılarını şu videomda anlatmıştım hatta.


Nereleri Gezelim?

Duomo etrafı çok canlı. Bir çok alış-veriş merkezi var. Sforza kalesi görülmeye değer. Eğer gece hayatı diyorsanız da her akşam Navigli'ye gidin. Hiiiiç sıkılmazsınız ;)

Yılbaşı gecesi için biz bi restoranda falan yer ayırtmamıştık. Duomo meydanında kutlarız diye düşündük. Nitekim çok hareketliydi meydan. Konser falan vardı. Ama o kadar çok apaçi diye tabir ettiğimiz tip vardı ki, sürekli her yerde maytap patlatıyorlardı. Bundan çok rahatsız olduk biz. Yani öyle küçük falan da değil patlattıkları şeyler. Yeni yıla girip olaysız dağıldık :)

Duomo
Duomo
Duomo
Kapı değil şaheser!
Akıllı işi değil!
Galleria Vittorio Emanuele II
Christmas Market
Navigli
Navigli
Via Dante
Sforza Kalesi
Bu tatilde ne çok zıpladım :)


Ne yiyelim/içelim?

 Eğer yılbaşı/Christmas zamanı bi Avrupa kentini ziyaret ediyorsanız, Christmas Market dedikleri, şehrin en merkezi yerlerine kurulan pazarlarda kesinlikle bi şeyler yiyip içmelisiniz. Hem fiyatlar genelde uygun oluyor yerel halka da yönelik olduğu için, hem de çok fazla alternatif var.








İtalya demek çikolata, dondurma, kahve demek! Zaten her hangi bir sokakta yürürken kesin ufak da olsa kahvecilere rastlıyorsunuz. Bol bol kahve için. Kahvenin o tazeliği, o kokusu, o tadı damağınızda kalacak ;)


Cioccolat Italiani

Milano'da bir kaç yerde göreceğiniz bu cafenin içine adım atar atmaz damarlarınızda çikolata ve türevlerinin akmaya başladığını hissedebilirsiniz. Zira içerideki o koku günaha sokacak cinsten! Ama hemen boş bir masa bulup oturamayacağınızı söyleyim. Yarım saate kadar çıkabilir bekleme süreniz. Sonunda her dakikanın buna değdiğini söylememe gerek yok sanırım. Tiramisu ve sıcak çikolata kesinlikle denenmeli. Dondurması da çok iyiymiş, ama biz çok üşüdüğümüz için yiyemedik. Gerisini de hayal gücünüze bırakıyorum :D

Tiramisu

Sıcak çikolata

Tatlı ihtiyacını fazlasıyla karşılayan mutlu insancıklar :)


BQ - Birra Artigianale di Qualità

Bu tatlı mı tatlı craft beer mekanını yılbaşı günü Navigli'de dolanırken bulduk. Her yer kapalıydı ve biz de ilk gördüğümüz yere daldık. İyi ki de dalmışız, bayıldık! Gayet ufak bir bar ama ortamı da biraları da çok güzel. Gidin!

Foursquare: BQ - Birra Artigianale di Qualità



Bira mutlusu :)




Baget ekmeği üstüne zeytin ezmesi ve ton balığı, çok güzel bira atıştırmalığı

Yine baget ekmeği üzerine balzemik sirke ve pastırma, bu da çok güzeldi

StraRipa

Milono'ya gidip yapmadan dönmemeniz gereken şeylerden biri de Aperativo! Olay kısaca şu: 

En erken akşam saat 6 gibi barlarda başlayan içki-atıştırmalık ritüeli. Gece 1'e kadar sürenini bile gördük. Gittiğiniz mekana göre çok değişiyor atıştırmalık kısmı. Bazıları hayvani büyük, bazılarıysa normal oluyor. Sadece içkiye para veriyorsunuz, sonrası sınırsız yemek :) İçkiler de en az 8 euro'dan falan başlıyor ki, yediklerinizi düşünürseniz para değil :) Navigli'deki her bar yapıyor bu olayı mesela. Ayrıca şehrin çeşitli yerlerindeki çoğu barda da görebilirsiniz bu konsepti. Gitmeden araştırdığıma göre Dünya mutfaklarına göre uyarlanmış versiyonları da varmış. Japon, Uzak Doğu gibi.  İşte StraRipa da Aperativo yapabileceğiniz mekanlardan biri, Navigli'de. Yiyin gari :)

Foursquare: StraRipa









La Hora Feliz 

Aperativo'nun ne güzel bi şey olduğunu keşfedince vazgeçmedik tabii ki :D Bu mekan da merkeze yakın, arkadaşlarımızın tavsiye ettiği bi yerdi. Gayet beğendik. Çeşit çok ve güzeldi.

Foursquare: La Hora Feliz






Luini

Şimdi bu İtalyanlar bizim pişiyi almışlar içine mozarella başta omak üzere kuru domatestir, jambondur, pastırmadır koymuşlar ve Panzerotti adıyla satıyolar. Gel gör ki adamlar hamur işinde zaten kendilerini kanıtladıkları için (bkz. makarna-pizza :D) bu mereti de çok güzel yapıyolar. Milano'daki en ünlü panzerottici Rinascente'nin hemen arka sokağındaki Luini isimli mekan. Dükkan küçücük ama önündeki sırayı görünce ağlamak istiyorsunuz. En az yarım saat sıra bekledik, evet yaptık bunu! Ama değdi be gülüm :D Yalnız çok acıktığımızdan foto çekmeden mideye indirmişiz arkadaşları, nası bi şey olduğu görmek isteyen bi googlelasın :)

Foursquare: Luini

Bu insanların hepsi sıra bekliyor. Üstelik bu ilk sıra, bunun gibi bir de ikinci sıra var! 




0 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

30.Hafta - Özlüyorum!

Perşembe, Aralık 17, 2015 Unknown 2 Comments


Artık babasının sesini bile ayırt edebilen bir insan yavrusundan bahsediyoruz! Zaman yaklaştıkça benim de idrakım şu şekilde oluyor: içimden insan çıkacak!!!! Duygularımı bu cümleden başka bir şey şu anda daha iyi ifade edemez, o kadar net.

Çakıl hanım büyüyedursun, ben de şu hamilelik süresince neleri özlediğimi kayıt altına alayım dedim. Yani bu haftaya kadar. Bakalım önümüzdeki günlerde bu zamanlardaki neleri özleyeceğim :D

- Kendi başıma külütlu çorap giymeyi çok özledim misal. Tek bacağımı zar zor bi şekilde giyebilsem de bazen, o ikinci bacağı giyebilmemin imkanı yok! O yüzden kocalarınızı eskisinden daha da çok sevin :)

- Uyurken soldan sağa, sağdan sola fütursuzca dönebilmek. Şu anki halim abartısız şu şekilde bi taraftan diğerine dönerken: önce sırt üstü döneyim, oh biraz dinleneyim şurda, hadi bi gayret diğer tarafıma hadi hadi hadi..... Ohh be, döndüm. Yastığım nerde benim, sarılcam ona ben!

- Koltukta kaykıldıktan sonra kendi başına kalkmak. O ne güzel bi özgür duyguymuş ya. Yaşamayan anlamaz nokta bitti.

- Siyah kabanım dışındaki diğer tüm kabanlarım. Gerçi siyahı da özlemeye başlamam çok uzak değil. Ama oversize kabanlar ilk moda olduğunda keşke edineymişim bi tane, şimdi misler gibi bi alternatifim olurdu.

- Hunharca deniz mahsulü yemek. Özellikle midye başı çekiyor bu listede. Ama tabi bi karides, bi ahtapot da az özlenmedi. Ara ara tadımlık da olsa kalamar yediğim için o listenin en alt sırasında.

- Toksoplazma bağışıklığım olmadığı için her türlü kedi-köpekten uzak durmak. Ben ki sokakta gördüğü her hayvana Elmayra misali saldıran bi tipim. Hele yavru olanları alıp bağrıma falan basarım. Ama bi süredir hayal oldu bu saldırışlar. Hamilelik sonrası tüm sokak hayvanları kaçsın benden bence.

- Nefesim kesilmeden merdiven çıkmak. Bak işte bu tam bi kabus. Yavaş olmam gerektiğini unutup azcık hızlı çıksam, o baş dönmesi beni mahfediyor. Mehh.

- Alyansım. 3-4 aydır kendisiyle yollarımızı ayırdık. Başta alışmam zor oldu, sürekli kaybettim sandım falan. Başka yüzüklerle takıldım bi süre. Şimdi onlar da fazla geliyor.

- Skinny jeanlerim. Getirin onları bana, uzaktan da olsa sevmek istiyorum!!!

- Zumba. Ahh ahh nerde o eski günler. Çılgınlar gibi hoplayıp zıplamalar. Peheeeyyy.

- Eski kilom. Hayatımın en yüksek kilosundayken hamile kalmış olsam da, o halimi bile özlüyorum :D Bu vesileyle şu anki +11 kiloya da selam olsun burdan.

Bu yazdıklarımın hepsi geçici bi süre evet, içimde büyüttüğüm minik insan için evet, ama bu özlemediğim anlamına da gelmiyor yaaaniii.

Var mı sizin de bu listeye eklemek istedikleriniz? Cidden merak ediyorum.

2 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)