Yeni telefon ve sosyal medyaya bomba gibi düşüşüm :P

Salı, Eylül 25, 2012 Unknown 10 Comments

Selam canciğerler, nassınız işalla??

Valla ben bu aralar gördüğünüz gibi oldukça ortalarda yokum :) En büyük neden eve gittiğimde, işten haşadımın çıkmış olması olabilir bence. Hal böyle olunca camış gibi tv karşısına geçip dizi-film ikileminde kalmak pek iyi geliyo bünyeye :)

Bugünkü konumuz yeni telefonum! Uzun süredir telefonumu değiştirme isteği içinde olsam da, manyak gibi sağlam telefonu değiştirmek için geçerli bi sebep yaratamıyodum. Öyle ki kendisi Samsung Monte(hayır neyi monte ediyon anlamadım, böyle saçma isim mi olurmuş!!!) isimli, sağlamlığı tarafımdan defalarca test edilmiş, java tabanlı bi telefondu. Hala da bi telefon ama ekranı kociko tarafından hafif(!) parçalanmış bi telefon :)

Kendisini burdan bi kez daha tebrik etmek isterim huzurlarınızda. 3 yıldır düşürmediğim zemin kalmadı efendim benim bu telefonu. Sen de fayans, ben diyim mermer. O derece yani. Ama koca kişisi naptı, avizeyi sökmeye çalışırken elindeki tornavidanın sivri ucunu, telefonun ekranına gelecek şekilde düşürdü :D Sizce de tebriği haketmiyor mu?? Ona rağmen arkadaş çalışmaya devam etti, ancak kapat tuşunun köşesine geldiği için tornavida, tuş orda sıkışmış sürekli kendi kendini kapatıp açmaya başladı :) Eeeee tabi şart oldu bu durumda bi telefon.

Ha bu arada telefon sehpanın üstündeydi ve bizim ilk tepkimiz iyi ki sehpaya denk gelmedi oldu :) Sebebini tahmin edersiniz :)

 şekil-1a :)

Yeni alacağım telefon Android olacaktı ve bu konuda lider olan 2 marka vardı: Samsung ve HTC. Önceki telefonlarım da Samsung olduğu için bi sempatim vardı kendisine karşı. Ancak fiyat gibi bi kısıtım da vardı. Yani açıkçası 1000 liranın üstünde vermek telefon için, pek mantıklı gelmiyo bana. E Samsung'un 1000'in altındaki telefonlarını pek beğenmedim. Beğendiğim bi tane vardı Samsung i8150 Galaxy W denen, o telefon için de olumsuz yorum çok okudum. Sonra Sony Ericsson Xperia Arc S modeline kafayı taktım. Özellikleri çok iyi, ekranı geniş, tasarımı çok hoş ve aradığım fiyat aralığında. İşte dedim bu, hadi alayım. Ama sonra acı bi şekilde ön kamerasının olmadığını öğrendim. Çok çok gerekli değil belki ama o kadar para verince o da olsun yani. HTC'nin modellerini araştırırken Rhyme modelini gördüm ve işte dedim benim telefonum! :)

Tasarımını çok sevdim bi kere, HTC'nin standartlaşmış tasarımından farklı. Bir de rengine bayıldım, kum grisi. Gerçi moru Türkiye'de olaydı onu alacaktım ama olsun :) Özellikleri de benim için oldukça yeterli. Nitekim kastıracak oyunlar oynamıyorum telefonda. Ekranı 3.7 ki tam istediğim boyutta oluyor kendisi. Ben çok büyük telefonları pek sevmiyorum, çok kullanışlı bulmuyorum yani. Onun dışında şarj genel bi problem zaten. Tüm gün elinden düşürmeden kurcalarsan sabahtan akşama anca gidiyo şarjı. Kurcalamasan da 2 gün gider zaten maksimum :) Akıllı telefonların şu sorununa da çare bulsalar tadından yenmicek :)

Valla onun dışında genel anlamda oldukça sevdim telefonu. 2 haftadır kullanıyorum ve herhangibir kitlenme problemi falan yaşamadım. Bu arada 900 liraya ereyon'dan aldım. Ereyon'dan ilk alış-verişimdi. Müşteri hizmetlerinden de memnun kaldım. Sorunsuz bi şekilde de ulaştı elime ürün. Eğer bu anlattığım özelliklerde bi telefon arıyosanız, gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum. 

Hadi bu kadar gevezelik yeter. Son olarak bu telefonu almamla instagram ve foursquare'de fink atmaya başlamam bir oldu. Buyrun efenim beklerim. Ha bi de twit kuşu var, onu zati aktif olarak kullanıyodum.

Instagram: pinosh_ (http://web.stagram.com/n/pinosh_/)
4sq: _pinosh_ (https://foursquare.com/_pinosh_ )
Twitter: _pinosh_ (https://twitter.com/_pinosh_)

Hadi öperim gözlerinizden :)

edit: yeni telefonun fotosunu koymayı unutmuşum da :) Aha bu:

 

10 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Turuncuya niyet edip kızıl olmak :)

Cuma, Eylül 07, 2012 Unknown 19 Comments

Artık saçlarımla oynamamdan sıkıldınız biliyorum ama ben henüz sıkılmadım, keh keh :)
Geçen gün gittim parfümeriye 15 dakika boyunca kızıla kaçmayacak bakır rengi aradım. Sonunda şu aşağıdaki rengin tam da istediğim renk olduğuna karar verip aldım. Sonuç hiç beklediğim gibi olmadı, bildiğin kızıl oldu. Neden böyle oldu anlamadım. Nette bu renge boyayanları araştırınca tam da bu turuncu rengi elde ettiklerini gördüm.

Ben nerdeeeeeeeğğğğ yanlış yaptııığğğğğmmmmm????




önceki renk bu şekildeydi.

İşte kafası karışmış kızımızın hali budur!

 İşte en belirgin hali!

Ne diyonuz peki siz bu duruma??????

p.s. Görenler rengin bana yakıştığını söyledikleri için bi süre kafamda tutmaya karar verdim. Sonrası da kısmet artık. Nasılsa görürsünüz onu da :)

edit: Bu arada boyanın adı ve rengi Loreal Preference Mango ;)

19 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Tefal'den inciler

Cumartesi, Eylül 01, 2012 Unknown 10 Comments

Naber cinconlar?

Bugünkü konumuz mutfak ile aramdaki ilişkiden sevdiğim 2 şey: düdüklü ve yoğurt yapma makinası.

Eksikleri alırken annem düdüklü tencere de alalım sana, bak çok işine yarar demişti. Ben de her asi kız çorcuğu gibi önce "mehhh, düdüklü mü?" diye söylenmiştim. Sonra tabi ki anacım beni dinlemedi ve "araştır hangisi istediğine karar ver, anneannen sana hediye olarak almak istiyomuş" dedi. İyi dedim. Zaten Tefal'in düdüklüleri dillere destan, hiç düşünmedim bile hangi marka alsam diye. Direkt modellere daldım ve hızlı pişirme özelliği daha gelişmiş olan ActiCook'u istediğimi söyledim, aldık.

Eve taşınalı 4 ay, evleneli de nerdeyse 2 ay oldu ama ben geçen haftasonuna kadar kullanmamıştım düdüklü tencereyi. Artık dedim hadi bi deneyim, neymiş görelim. Kuzu kuşbaşı etli türlü yaptım. Hazırlaması ve pişirmesi yarım saat sürdü, şaka gibi. Etler yumuşacık pişmiş, sebzeler de misss gibi olmuş. Dedim şimdiye kadar kullanmayan kafama mıçayım :) Bundan sonra tüm yemekleri düdüklü tencereyle yapcam valla, zamandan çok kazanıyo insan. Hele ki haftaiçi işten sonra yemek yapılacaksa "must"mış! Çok pis tavsiye ediyorum!!!! Bari tarifi de yazayım da, bi işe yarasın o kadar anlatım :)

Kuzu Kuşbaşı Etli Türlü 
300 gr kuşbaşı kuzu eti
2 tane orta boy kabak
2 tane küçük boy patlıcan
1 tane büyük boy havuç
1 orta boy patates
1 orta boy soğan
3 diş sarımsak (ince ince kıyılmış)
5-6 yemek kaşığı domates sosu (annem her sene yapar sağolsun :) )
1 eko doz(250 ml) su
2-3 yemek kaşığı zeytinyağı
tuz, karabiber, pul biber

Ben hiç bir şeyi kavurup yapmadım bu yemeği. Sebzelerin hepsini çok küçük olmayan parçalar halinde kestim. Sonra düdüklünün en altına etleri sonra da sırayla patates, soğan, havuç, patlıcan, kabak, sarımsak ve domates sosunu koydum. En son da suyunu, tuzunu, baharatlarını ve yağını ekledim.

Pişirme şekli ActiCook için şu şekilde:
Etli yemekler için 2, zeytinyağlı yemekler için ise 1 programına getiriyoruz kapaktaki kısmı. Zamanlayıcıyı ayarlıyoruz. Ben bu yemek için 14 dk ayarladım. Kendi tarif kitapcığında buna benzer bi tarife bu süreyi uygun görmüştü, onu baz aldım ben de. Ocağın altını en yüksek derecede açıyoruz. 4-5 dk sonra bir alarm çalıyor. O zaman altını kısıyoruz. Zamanlayıcının dakikaları geri sayıma geçiyor bu ilk alarmdan sonra. Zaman dolunca bir alarm daha çalıyor. Ocağı kapatıyoruz. Kapak üstündeki ibreyi hava boşaltma kısmına getiritoruz. Tüm havası boşalınca kırmızı bi düğme var kapakta, o en tepeye çıkmış oluyor. Artık kapağı açıp içindekileri yiyebiliriz bence :D

Gelelim yoğurt yapma makinesine. Bunu bize kayınbiladerciğim :) hediye almış. Yine Tefal'in bir ürünü, adı Yoğurtçum. Aybo zaten evde yoğurt yapma işine meraklıydı, ama tabi bazen(!) kıvamı tutmuyordu :) Bu yoğurçum denen arkadaşla 2-3 kez denedik ve sonuçtan memnun kaldık. Tabi ki hazır yoğurtlar gibi bir kıvamda olmuyor. Ama zaten içinde kimyasal bi şey yok ;)

Biz süt olarak Tire günlük süt kullandık denemelerimizde. En güvendiğimiz o çünkü sütlerden. Maya olarak da Foça yoğurt ve Eker kullandık. Her ikisi de güzel oldu. Bunun yapılışını uzun uzun yazmayacağım. Zaten bunun da tarif kitabı var, nası yapılacağını detaylı bir şekilde anlatmış.

Pek kısa olmadı ama kısacası :) bu ikialetten de çok memnun kaldık, şiddetle tavsiye ederiz :)

Hadi afiyet olsun :)



10 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)