30. İzmir Tiyatro Günleri'nin ardından

Salı, Nisan 10, 2012 Unknown 4 Comments

Uzun uzun yazıp güzel canlarınızı sıkmayacağım güzellerim :) 

Her sene olduğu gibi bu sene de bilet satışlarının ne zaman olacağını öğrendikten sonra hemen harekete geçtik. Ama ne mümkün biletleri almak, site kitlenmiş tabi ki de. Gece yarısına kadar uğraşımız sürdü ama nafile. Ertesi gün pazar sabahın köründe kalktığımız için nispeten daha kolay bi şekilde alabildik biletlerimizi. Sırayla gittiğimiz oyunlar ve naçizane yorumlarım:


Ateş ve Kum - Tatiana Garrido Flamenko Topluluğu: Bu aslında tiyatro oyunu değil flamenko gösterisiydi. Adnan Saygun'da, tiyatro günlerinin açılışı için olan bi gösteriydi. Zaten İspanya'ya ait olan her şeye karşı özel bi ilgim var, o yüzden koşa koşa gittim diyebilirim. Resmen büyülendik izlerken, çok çok beğendim şahsen. Eğer şehrinize geldiğini duyarsanız kaçırmayın derim ;)

Bu arada bu İspanyol ateşinden o gün gutu'cuğum da nasibini aldı. Bir bilet fazlamız vardı, gelir misin dedik hemen atladı :D İyi ki de gelmiş valla, yoksa İspanyolların kritiğini kimle yapcaktım ben, di mi len :)


Düğün: Bu sene gittiğim oyunlar içinde en iyisiydi kesinlikle. Gördüğünüz gibi oyuncular zaten çok iyiydi, konu ve diyaloglar da güzel olunca tadından yenmedi. Konusu kısaca, erkek egemen olan Türk toplumunda bu erkek egemenliğin hangi nesli nasıl etkilediğiydi. En alt ortadaki ablamızın düğün günüydü olayların geçtiği zaman dilimi. Aslında derler ya güleriz ağlanacak halimize diye, işte öyle bi şeydi. Yalnız espriler çok komikti :D Kesin gidin görün diyorum bu oyunu da.


Ben Bertolt Brecht: Oldum olası Genco Erkal ve yer aldığı işleri çok severim. 2 sene önce de Marx'ın Dönüşü oyununa gitmiştik ve yine çok beğenmiştik. Bu seneki oyunda ona eşlik eden biri daha vardı ve gerçekten çok başarılıydı Tülay Günal. Bu kadının böyle güzel bi sesi olduğunu bilmiyodum. Kabare olduğu için müzikler çoktu ve sesinin güzelliğiyle beni benden aldı. Genco Erkal'a söyleyecek söz yok zaten, adam bu yaşına rağmen hala hareketli hala enerjik. Gerçi baya bi yaşlanmış. Bu oyunu da şiddetle tavsiye ederim ;)


Kazaen: Beyoğlun'da yolları tesadüfen kesişen insanlardan bi kesit sunan oyunu biraz vasat buldum. Oyunculuklar fena değildi ama işte olmuş bu diyemedim.


Kuşlar: Son gittiğimiz oyun da buydu. Sadece 45 dakika sürdü :) Sanırım gittiğim en kısa oyundu kendisi. Çok ilginç bi oyun olduğunu söyleyebilirim. Sahnedeki insanların hepsi birer farklı kuştu ve tüm oyun boyunca çığlık çığlığa öttüler :) Bi ara başım ağrımadı değil. Tabi arada konuşmalar da oldu, ama ben en çok ötüşleri hatırlıyorum :) Konusunu çok merak ettiyseniz sizi şöyle alalım, zira anlatmaya uğraşamayacağım :)

Siz gidebildiniz mi peki bu sene tiyatro günlerine?

You Might Also Like

4 yorum:

  1. ne güzeldi ama flamingo :B
    tekrardan saol kuzucum..

    seneye tiyatro günlerinde de beraber olaceğiz işallaa maşallaa amen!

    YanıtlaSil
  2. ivet ya çogzeldi valla, ne dimek kuzucan.

    amin amiiinn :)

    YanıtlaSil
  3. çok severim tiyatroyu ama bunların içinde en çok flamenko ilgimi çekti.
    demekki dansı daha çok seviyorum :D

    YanıtlaSil
  4. hehe, içindeki dans aşkı alevlenmiş meğerse :)

    YanıtlaSil

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)