Almanya, İspanya, hastalık falan işte

Salı, Ocak 31, 2012 Unknown 2 Comments

Selam gençler ve kendini genç hissedenler. Bu yazıyı size çooook uzaklardan, Almanya'nın bi endüstri şehri olan Oberhausen'den yazıyorum. Ne işin var orda diye sorsanız da sormasanız da ne işim olduğunu söyleyim ben yine de :) İş için geldim canlarım.

Aslında zaten yarından için bi iş seyahatim olacaktı, Madrid'e. Ama Almanya'da beraber çalıştığımız bi şirkette problem çözümlerini acil almamız gerektiğinden apar topar cuma günü gelmem gerektiğine karar verdik ve pazar öğleden sonra düştüm yollara. 

İşin kötü yanı ise pazar sabahı uyandığımda yutkunmakta zorluk çektiğimi farketmem oldu. Tüm kış boyunca etrafımda onca hasta insan varken hastalanmamış ben, 1 hafta seyahatte olacağım zaman hastalanmaya başladım. Gerçekten zamanlamam müthiş!! Tabi takdir edersiniz ki hastalık kendini göstermeye başladıktan sonra yapılacak pek bir şey olmuyor, kabullenmekten başka :) Birde üstüne dinlenemeyip yollarda sürününce, tadından yenmez oldu :) 

Şu anda boru sesim, akan burnum ve 5 dk'da bir hapşurmam dışında bi sıkıntı yok :) 

Ben o zaman yarın burdan Madrid'e geçeyim, 2 gün işle ilgilendikten sonra cumartesi biraz gezeyim oraları, pazar da İzmir'ime döneyim bari artık. Hadi siz de iyi bakın buralara ben yokken :)

Ha bi de şu cadı kızın blogunu bi ziyaret edin ya, jelly fish mi ne öyle bi şeyler yapmış hediye mi etcekmiş :))



Hadi çüüüüüüsss :)

2 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Bi bakmışım 27 olmuşum!

Pazartesi, Ocak 23, 2012 Unknown 14 Comments

Evet canlarım ciğerlerim 2 gündür 28'imden gün almaktayım, çok mutsuzum!!! Lan olum 30'a merdiven dayadım şaka maka. Hayır yani daha yeni 25'tik noluyo böyle, nereye gidiyo bu seneler anlamıyorum. Neyse ki ana-anane vergisi bi genç gösterme olayım var, ona güveniyorum :)

Bu sene Denizli'deydik doğumgünümde, kuzenler geldiler falan hep beraber takıldık. Her Denizli ziyaretimizde olduğu gibi bunda da 5 dk evde oturmadık :D Şikayetçi miyim, tabi ki de hayır! Benim gibi gezenti bi insan evladı için bulunmaz fırsatlar bunlar :)

Takip edenler bilir geçen sene doğumgünümde sevdiceğim bana kocaman bi sürpriz yapmıştı. Onu düşününce bu sene pek bi sönük geçti canım :P

mihihih :)

Denizli'de yeni açılan YC Cafe'deydik cümbür cemaat. YC Steak diye bi şey yedim, böyle altı köz patlıcan ezmeli üstünde löp et çok güzeldi valla. Mekan da oldukça güzeldi. Piyano ile beraber şarkı söyleyen bi genç vardı, sonra bi ara fasıl ekibi uğradı. Onlar da iyiydi. Ama mekanın servisi için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Biraz acemice buldum. Yeni açılmış olmalarına veriyorum bunu da :) Fiyatları da bilmiyom valla, ne bilsin doomgünü çooorcuğu alla alla yaa :)

Efenim şimdi ben kışın ortasında, anadolu'nun göbeğinde doğduğum için hava bi soğukmuş bi karlıymış ki sormayın. Annem yazık o soğukta buz gibi hastanede dona dona doğurmuş beni. Son yıllarda doğumgünümde hep İzmir'de olduğum için kar namına hiç bir şey yoktu. Ama cumartesi gecesi Denizli'de öyle güzel kar yağdı ki, böyle lapa lapa. Çok sevindim :) Tam güne yakışır bi kapanış oldu anlayacağınız.


Hadi buraya kadar okuyanları gözlerinden öperim, aferin len size iyi sabırlıymışsınız :D

14 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

İkibinoniki!

Çarşamba, Ocak 04, 2012 Unknown 10 Comments

Eveeeett, yedik içtik güldük tombala bile oynadık 2 el :) Bizim evde arkidişlerimizle güzel bi akşam geçirdik. Ertesi gün öğlen 1de kalktık. Bi gün önceden kalan mezelerle kahvaltımızı yaptık :) 7 kişiydik kahvaltı sırasında, akşam da 11 kişiydik zaten.

Evde olmayı da seviyorum yılbaşında, dışarda olmayı da. Yeri geldi eşek gibi ders çalıştığım da oldu bak, olmadı değil yani :) Öyle ya da böyle geçiriyoruz yılları, anlamadığım niye seviniyoz niye kutluyoz olum bunu biz!! :) Yaşlanıyoz, huuuuuu yaşlanıyozzz!!

Yine geyiğim geldi konudan saptım. 2012 herkese neleri istiyosa onları getirsin, kötülükleri, uğursuzlukları, mutsuzlukları da yanımıza yaklaştırmasın dileklerimle yazımı bitiriyorum. Ama sıkılmayın diye de bi kaç foto koyalım bari :)


bu bomba pozlarımdan sonra hep ne giydim postu isteyebilirsiniz benden, farkındayım :) ama ben sizin göz zevkinizi düşünüp öyle ne giydimler falan yapmayacağım, korkmayın bebişlerim :) bu yılbaşına özel olsun :P
elbise: mango (yazın bu elbiseyi her mango'ya gittiğimde denedim ama biraz pahalıca gelmişti. nitekim indirimde yarı fiyatına bulunca gözünün yaşına bakmadım. sırt dekoltesinin hastası oldum, bi de drapeleri kilocuklarımı az da olsa saklıyo, hehe :) al işte ne giydimin bi kıyafetine bu kadar şey yazarsam olmaz bu iş böyle tabi :D )
ayakkabı: nine west

sol tarafta kıyısından güzel yemeklerimiz görünüyor, mmmm :)

yemek olayında şöyle bi şey yaptık. yapabilenler gelirken 2şer çeşit meze yaptı. yapamayanlar da abur-cubur, çerez, alkolsüz içecek falan getirdi. biz de evde çorba, tatlı ve salatayı yaptık. hindiyi de dışarı da yaptırdık :) alkollü içecekleri de herkes ne içmek istiyosa kendi getirdi. her şeyi ev sahibinin yapması biraz yorucu oluyo. o yüzden bu tarzı sevdik biz. imece iyidir :D bu arada çorba benim spesyallerimden brokoli çorbası. güzel yaparım laf aramızda :)

hihi :)

3 çiçek bi böcük :)

uleeennnnnn :D

ay bu fotoya koptum :) herkesin eli ağzında, ne oburmuşuz arkadaş :)

gecenin ilerleyen saatlerine doğru böyle oluyo.

12den sonra rahat moda geçerim, haberiniz olsun demiştim. sözümü tutarım :)

hıhı, o benim ayakım.



elvis'ten nağmeler. şebek :)

bizim evin halleri. bu üçlünün son 6 ayı :(

tiramisu(böyle mi yazılıyodu bu olum?) evrim'in ellerinden. çogzel olmuştu yahu!

veeee gecenin ruhuna uygun party girl'üm ağacın altındaki yerindeydi :)

Herkese çok çok iyi seneler dilerim. Ben gittim madem!

10 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)