Babam cephesinde ilk şok atlatıldı!

Perşembe, Ocak 27, 2011 Unknown 12 Comments

Evlenme teklifi almak, değişik bi duyguymuş. Yani böyle resmen salağa bağlıyo insan. Suratında günlerce sürebilen anlamsız bi gülümseme oluyo.

Aslında ilişkinin evliliğe doğru gittiğini biliyosun öncesinde ya da hissediyosun. Hatta yakın bi zamanda evlilik teklifi de gelecek, o kadar da bilinçlisin. Ama o an, noluyosa oluyo. Böyle bi nası tepki vereceğini bilememezlik, kalbindeki delicesine ritim, hatta midenin kasılması, gözlerin dolması ve hatta yüzüğün olduğu kutuyu önce açıp, sonra kapatıp, sonra tekerar açmalar falan. Saçma bi insanlık hali yani.. Ha bi de sevdiceğini alıp böyle içine saklama isteği, sarılıp sarılıp sarılıp şapşallaşma durumu falan..

Resmen içmeden sarhoş olma durumu söz konusu canlar, dikkatli olun :)

 ne kadar da tatlıyız diğğğ mi, tü tüüüü maşşallaaahhhhhh :))

Şimdi bir de işin diğer yüzü var. Tamam çok mutlusun, ayakların yerden kesilmiş, şapşallıkta sınır tanımıyosun ama anne-babaya da haber vermek lazım. Ertesi gün işte işkencenin başladığı, eğer şanslıysan da o gün ya da sonraki gün bittiği bir zaman dilimine giriyosun. Anneye söylemek kolay, başta şaşırsa da senin için sevindiğini o kadar kolay anlayabiliyosun ki.. Canım benim..

Ama baba, ahhhh baba... Ne zorladın beni, ne strese soktun.. Neyse ki çok sürmedi, ertesi gün kabbullenmiştin durumu. E tabi, seni de anlıyorum ben. Bi tane kızın var, ne kadar "evlenme yaşın geldi artık, yeni yaşında yeni bi eş de olur umarım" desen de öyle olmuyomuş değil mi.. Önce bi neye uğradığını şaşırıyor, panikliyormuş insan.. Kızın mı var derdin var oluyomuş belki de :) Yok canım o kadar da değil heralde :)

Kardeş desen o zaten laylaylom :) Oh oh, mis mis moduna girdi hemen :)

Bana göre sıkıntılı bi dönemi atlattık, tabi zaman zaman sıkıntılar olacaktır yine ama sakin olup, olumlu düşünmek en faydalı şey.

Sıradaki maceramız, sevdicek ve ailesiyle bizimkilerin tanışması. 2 hafta sonra avanos'tayız. Daha sonrası da daha sonra artık. Hep birlikte bekleyelim bakalım.

p.s. Evet hala şapşallık var biraz üzerimde, itiraf ediyorum :)

12 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Tek taşımı kendim almadım!!

Pazar, Ocak 23, 2011 Unknown 10 Comments

Evet canlar, yanlış duymadınız kulaklarınıza inanabilirsiniz :)

Şimdiye kadarki yaşadığım en güzel doğumgünümdü. Sevdiceğim, canım, ciğerim Aybo'cum bana dünyanın en güzel hediyesini verdi. Bkz:


Yüzüğü taktığıma göre cevabı da anlamışsınızdır zaten :) Devamını hep birlikte izleyeceğiz...

10 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Kutlu Cuma

Cuma, Ocak 21, 2011 Unknown 4 Comments

Bugün çok kutlu bi cuma, çünkü bugün benim doğumgünüm :)

Evet canlar, resmen 26'mı bitirdim. Vatana millete hayırlı olsun.

Aslında düşündüm de çok da kutlu bi cuma olamayabilir bu ilerleyen saatlerde. Çünkü hasta oluyorum. Süper bi doğumgünü hediyesi, bulaştıranlara buradan selam olsun.

Nası da uykum var biliyo musun, öyle böyle değil yani. Ayyyy ne pis bi cumaymış lan bu. Piiiiiiiii!!!!

Neyse akşam yakın arkadaşlarla yapılacak olan toplaşmaca günü kurtarabilir diye düşünmekteyim. Siz de gelin, beklerim :)


4 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Oyyyy, süpermiş ki bunlar!!!

Çarşamba, Ocak 19, 2011 Unknown 0 Comments

Makyaj günlüğü hediye veriyomuş bi sürü, hepsi benim olsun istedim. Burda işte!

0 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Cildimi seviyorum, öyleyse paramı da saçarım!!!!

Pazar, Ocak 16, 2011 Unknown 2 Comments

Eveetttt anladınız siz onu, kozmetik dünyasındaki boyutumu değiştirdim :) Yüzüme, gözüme sürdüğüm şeyler artık daha kaliteli olacak dedim, oldu!! Biraz bütçe sarsıntısına uğramış olabilirim tamam, ama pişman değilim. Ne de olsa her gün makyaj yapıyorum, bu cildin de bi canı var. İyi davranmak lazım.

Şöyle bi bakalım neler aldım - şimdilik - :

Öncelikle göz makyajı temizleyicimden memnun değildim. Daha doğrusu gözler için özel bi temizleyici değildi. Genel makyaj temizleyicisiydi, loreal'in. Ama gözlerimi yakıyodu biraz. Ded,m değiştirmek iyi olur, göz bu. Olay'in standına gitmiştim, ürünleriyle ilgili de fena şeyler duymadım. Hadi dedim deneyim. Bi de indirim varmış, ohhhhh iyi oldu :) Şimdilik fena değil gibi geldi bana, ama daha yeni kullanmaya başladım. Görcez bakalım.


Benim cildim biraz kuru canlarım, o yüzden yaz-kış yüzümden nemlendiriciyi eksik etmem. Hatta bazen o kadar kurur ki nivea'nın o mavi kutulu bol yağlı kremini boca ederim yüzüme. O yüzden nemlendirici önemli, evet. Madem indirim var var nemlendiricisini de deneyim dedim, kötü mü etmişim?? 15 de koruma faktörü varmış. Sanki biraz az geldi gibi bana nemlendirme özelliği, ama biraz daha kullanayım bakalım.
Göz çevremde de vardı bi kuruluk, onun için de alayım bi krem dedim. Yine olay'den. Hem nemlendiriyomuş, hem yaşlanma karşıtı özelliği varmış, hafif de renkli aydınlatıcı gibi etki ediyo. Daha yazıyıdu da bi sürü şey, bunlar aklımda klamış. Şimdilik güzel gidiyo ilişkimiz :) Sabah - akşam sürüyorum.

İlk alış-verişim bunlardı. Bi sonraki, yani bugün yaptığım da başka bi yazı olsun. Hadi gittim, yattım. Uykum var. Öperiiiiinnnnn.

2 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Mini Balkanlar Gezisi - Zagreb (6. yani son gün - 18.11.2010 Perşembe)

Pazartesi, Ocak 10, 2011 Unknown 0 Comments

Son günümüz, mühüüüüüü :( Tabi yazı dizisini bitirdiğim için mutluyum ama güzeldi be oralar. Zagreb ile söyleyeceğim son bi şey var. Kesinlikle 1.5 günden daha fazla kalınması gereken bi şehir. Müzeleri, kiliseleri, tiyatroları o kadar çok ki görmek lazım. Pek tatmin olmadım bu seferlik, kalanı daha sonra olur belki ;)

Şimdi son gün havaalanına gitmeden önce çıktığımız mini şehir turundan fotolara geçelim. Sonra da Türkiye'ye dönelim ;)

 Croatian National Theatre




 pazar :)



 Zagreb University

0 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Aaaaa ikibinonbir gelmiş!!!!!

Pazartesi, Ocak 10, 2011 Unknown 0 Comments

Selam gençler!!!

Yeni yıl postu yapmayacağımı sandınız ama yanıldınız. Ahan da yapıyorum! Bu vesileyle de hepinizin yeni yılını kutluyorum canlar.

İkibinonbir'e denizli'de girdik bu sene de. Oldukça kalabalıktı ortam yine :) Önce bol yemeli bi akşam yemeği, sonra gençler olarak dışarda takılmaca şeklinde gelişti durumlar. Yedik, içtik, eğlendik kısaca.


Bu günler de ne çabuk geçiyo anasını satayım. Ne ara 10'u oldu ayın hiç anlamadım. Hoş seneye yoğun bi şekilde girdiğim için olabilir bu çabuk geçme durumu.

Haftasonu sıkıcı şehir ankara'daydım. Hatta uxun haftasonu diyelim ona biz. Cuma gün izinliydim çünkü :) Minik kardeşim askerde bildiğiniz bilmediğiniz gibi. (Baktım da bloga bunla ilgili hiiiiç bi şey yazmamışım. E diğer sosyal paylaşım sitelerinde bahsedince burda da bahsettim sanabiliyo insan bazen.) Evet doğru tahmin, ankara'da, kısa dönem :) Onu görmeye gittim ben de. Anamla babam da ordaydı, küçük çaplı bi aile saadeti yaşadık. Özlemişim valla, iyi oldu.

Yine gezerek başladım seneye, hadi hayırlısı. Gerisi nası gelecek acaba :p

Şimdiiiiiii gelelim ikibinonbir için planlarıma:

- Bu yılki en köklü kararım kozmetik ürünleriyle ilgili :) Bundan sonra ucuz kozmetiğe son arkadaş. Artık cildime iyi davranacak şeyler alcam. Ben ki ergenlikte bile sivilce nedir bilmeyen bi insanım. Encaaaaakkk, son zamanlarda yüzümde çıkan ufak tefek oluşumlar canımı sıkmaya başladı. Bunun sebebini de doğal olarak her gün kullandığım çok da kaliteli olmayan makyaz malzemelerine bağladım. Tabi çok iyi temizleyememek de olabilir problem, ama olsun. Kararım karar!!! Bundan böyle öyle her rengini beğendiğim farı, allığı almiciiiim.

- Bloguma yazmam gereken şeyleri zamanında yazmaya çalışcam. Hoş yeni yıl postunu 10 gün geciktiren birinden bunu duymak ne kadar güvenilir ama denicem en azından yahu.

- Evlilikle ilgili bi adım atabilirim. Bu kadar, daha fazla bişi yok bunla ilgili :)

- 1 yıldır aynı olan kilomu artık birazcık düşürmek.

- Tabi ki spora devam etmek :)

Yeter bence bunlar. Hakkıyla yapabilirsem şu yazdıklarımı ohooooooo, çok bile yazmışım.

Ay çok renksiz olmuş bu post. 1-2 resim koyayım bari de sıkılmayın :)

0 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Mini Balkanlar Gezisi - Zagreb (5. gün - 17.11.2010 Çarşamba)

Salı, Ocak 04, 2011 Unknown 2 Comments

Eveeeeet geldik son günlerimize. Hedefimiz Zagreb!!!!

"neee dışarda yağmur mu var, o zaman tüm gezi boyunca giyemediğimiz yağmurluklarımızı giyip tam bi takım olduğumuzu göstermenin tam zamanı!!"



eğlenceli hostelimizden kareler :) Hobo Bear

kaldığımız daire 6 kişilikti, her oda 2 kişilik. ortak banyo tuvalet olduğu için biraz riskli. ama diğer dareler nası onu bilemem. hostelden sorumlu eleman da oldukça yardımcı oldu. nerde yemek yiyelim, eğlenelim falan filan konularında. tavsiye ediyorum, evet :)

aybocuğumun araştırmalarından böyle bi müze olduğunu öğrendik. yakın sayılırdı kaldığımız yere. gidelim dedik.

müzenin olayı şu: sevdiceklerinden ayrılan insanlar onlardan geriye kalan eşyaları hikayeleriyle beraber müzeye bağışlıyolar. müze de bize ulaştırıyo.


enteresan bi müzeydi cidden. 

tabi ki kalıcı iz bıraktık!!!!

 biraz da Zagreb sokakları...

 yine biz ve yağmurluklarımız :)

 evet o gece "mapman" bendim.

 Zagreb Cathedral


yorulmuşum, az soluklanam şurda :P



Ban Josip Jelacic Meydanı


 gelelim akşam yemeğine. durağımız Pivnica Medvedgrad

mekan kendi birasını yapıyomuş. sırayla red, light, dark. bira olarak sadece mariachi içen beni bile mest etti. heralde 3 tane içtim!!! lezzetliydi vesselam.

aybo kuzusu ve ben bu tabağı seçtik. her şeyden denemek istiyoduk napalım :) ama tabi saraybosna gibi değil pek hırvatistan'daki restoranlar. domuz eti ağırlıklı. o yüzden eğer yemiyosanız mutlaka sorun. hoş sorunca da pek anlamadılar, garibim şüko biraz aç kaldı.

bu da hesap. 7 kn 1€. Kişi başı yaklaşık 20€. o kadar bira ve yemeğe gayet iyi ödedik valla :)

 şerefeeeeee...

gizlice foto çekmek mi, kaçmaz benden!
 
sizlere daha iyi anlatabilmek için her şey :)

yine şerefeee :)

uzayıp giden bira kuyruğu :)

fondip yapmaya çalıştılar ama...

 sadece fırt yapabildi :D biralar 50lik bu arada :)

2 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Mini Balkanlar Gezisi - Dubrovnik (4. Gün - 16.11.2010 Salı)

Pazar, Ocak 02, 2011 Unknown 3 Comments

4. gün Dubrovnik'te old town keşfindeydik.

pekaradan yiyecek bi şeyler alıp ara sokakta bi kahveci bulduk, kahvaltımızı yaptık.

ilk hedefimiz Old Town'u çevreleyen surları gezmekti. 

fena halde manzara içerir bundan sonrası, dikkat!




denizle uyumlu olmak lazım tabi


Lokrum Adası



bu çift evlerini barklarını satıp dünya turuna çıkmışlar. hem de yürüyerek!!!!!

burdaki amacımı bilmiyorum cidden :)





sevdim...


öğleden sonra yemeği için durağımız Mea Culpa




hayvani boyuttaki pizzaları, kimse tamamını bitiremedi :D


Buza 2'den fotolar


Doorstepping'in aynı bu fotosu olmasaydı Buza2'yi bulamazdık :)




bura da Buza 1, manzara harikaydı.



sokağımızzz.






tepeden Old Town
Dubrovnik Havaalanı. arkamızdaki kalabalık Atlas 
jet'e ait :) 12 kişilik grubumuz ise Hırvat havayolları kuyruğunda. herkes gider Türkiyre'ye, biz gideriz Zagreb'e :))

pırpırla uçmak biraz sarstı o havada ama sağsalim inebildik :)

3 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)