Mini Balkanlar Gezisi - Saraybosna (2. Gün - 14.11.2010 Pazar)

Salı, Aralık 07, 2010 Unknown 7 Comments

Saraybosna'daki ikinci günümüzde tünele gitemeye karar vermiştik. İlk gün turist info'ya uğrayıp bilgi alalım dedik, nasıl gideriz falan diye. Onların hali hazırda bi turları varmış. Hem tünele götürüyolar, hem Saraybosna'nın tarihini anlatıyolar, hem de şehir turu attırıyolar. Mantıklı geldi hepimize. Hem çok bilgi sahibi olmadığımız tarihi ve savaş hakkında bilgi almak süper olacaktı. Kişi başı 20€ idi, her cent'ine değdi. İyi ki yapmışız böyle bi şey. Tünelin detayları aşağıda. Ama şimdi ben yine günün başlangıcından itibaren fotolarla devam edeceğim ;)
sabah kahvaltısını Pekara Edin'den aldık. pekaralar bizim burdaki poğaça falan yapan fırınlara benziyo. tabi ki Boşnak Böreği de aldık, afiyetle yedik. çok güzeldi, öyle ki fotosunu çekmeyi unutmuşuz :))

görüldüğü üzere bu da bi Türk restoranı. adam Türk olduğumuzu anlayınca güzel demleme çay getirdi, afiyetle içtik.

geziye çıkmak üzere turist info'nun önünde beklerkene.

şehrin her yeri bu şekilde toplu mezarlarla dolu. çok acı gerçekten, çok hüzünlü... insan bu manzarayı görünce boğazındaki düğümü ne yapacağını bilemiyor...

savaş zamnında bi aralar barış güçlerinin de bulunduğu bi tepeye çıkıyoruz. bu görüntüler de oraya çıkarken çekilmiş Saraybosna fotoları.


etrafı hep böyle dağlarla çeyrili şehrin...düşünün ne kadar kolay kuşatmak böyle bi şehri..

offff...

bahsettiğim yere geldik

sur gibi bi yer

dağlar dağlaaarrrrrr...

manzaraya bayılız biz hepcek :)

tatlı mı tatlı rehberimiz ely. boşnaklar, hırvatlar hep güzel insanlar :)

manzaraya sırtımı dönmüşüm ayıp olmuş biraz ama, foto uğruna yapılır böyle şeyler :)

surun iç kısmındaki pencerelerden dışarıya çıkınca yaklaşın 2 - 3 metre genişliğindeki yerden uçurum manzarası.

dur begüm, kıyma banağğğğğ :)

yükseklik korkum nedeniyle bu pozu ben veremedim. ama kıvırcığım beni de biraz korkutarak yaptı. canııımmmm :)) (evet burda aşkım kabardı, doğru)

tutunalım, düşmeyelim!!!

no comment :))

bi sonraki durak için gitmeye hazırız komutanım!

bu da şehrin en büyük toplu mezarıymış. düşünebiliyo musunuz ya şehrin göbeğinde bu mezarlar. her gün insanlar görüyo bunları. cok zor çookk..

tünele geldik.


Tünel: 92-95 yılları arasındaki Sırbıistan - Bosna savaşı sırasında Saraybosnalılar'ın artık umutlarını tükettiği zamanlarda bir tünel yapmaya karar verirler. Amaç etrafı tamamen sarılmış şehirlerine diğer şehirlerden ilaç, yiyecek ve silah sokup güçlenmektir. Bu tünel savaşın kaderini değiştirmiştir. 4 yıl süren savaşta Saraybosna'nın düşmemesinin neredeyse tek sebebi olmuştur. O yüzden onlar için çok önemli bir yere sahip.

Tünelin geçtiği yer oldukça ilginç. O zamanlar, barış güçleri -ki kendileri sadece olayları izliyolar- havaalanında konuşlanmışlar. Tünelin başlangıcı havaalanının çok yakınındaki bir ev. Havaalanının altından geçerek şehrin dışına ulaşıyor. Yani barış güçlerinin altından geçiyolar.

Tüneli kazmaya başlamadan önce barış güçlerinden yardım istiyor Saraybosnalılar. Ancak barış güçleri tarafsız olduklarını, böyle bir şey için yardım ederlerse ortalığın karışacağını söyleyerek destek olmuyolar. Madem öyle işte böyle diyerek altlarından yardırıyo Saraybosnalılar :)

burada oturduk. önce ely bize tünelle ilgi bilgileri verdi. ardından da kısa bi video izletti savaş zamanına ait. 
ely bizimle yaşıttı. yani savaş çıktığında 8-9 yaşlarındaymış. çok net hatırlıyor çoğu şeyi. saldırının ilk günü sabah kalktıklarında gördükleri şey şehrin üzerine çökmüş olan simsiyah dumanmış. savaşa ait ilk görüntü bu aklımdaki diyor. bir kaç anısını daha anlattı. onları da paylaşacağım daha sonra.

şehrin nası kuşatıldığını gösteren harita.

tünelin yaklaşık ilk 25 metresi ziyaretçilere açık. görüldüğü gibi ben bile eğilmişim. iri yarı askerlerin sırtlarında 50-60 kiloyla her gün en az 2 sefer yaptıklarını düşünün bi de. uznluğu ise yaklaşık 1 km, eni de 1 m. üstelik kazarlarken su çıkyor burdan. dizlerine kadar da suya batmış bi şekilde yürümek zorunda kalıyolar!!!

delik deşik evler oldukça çoktu.

savaş zamanından bazı fotolar.

 gezimiz bitti, artık akşam yemeği vakti :) okuyamayanlar için Restoran Staklo


yemekten önce ikram, kajmak(hıhı ever, kaymak işte). çok lezzetliydi beaa.

bildiğimiz şeyler.

biftek isteyen arkadaşlar üstlerini batırmasınlar diye önlük bağladılar :)

aha da biftek.

bunu aybars istemişti. köfte gibi bi şey bu, ama içi dolu. sebze vardı yanlış hatırlamıyosam. tatmıştım, güzeldi.

bu da benim yemeğim: Bosnian Sword. öküz gibi doyurmuştu çok afedersiniz :) adamların et yemekleri çok lessetli, sanırım etlerinin güzel olmasından. fiyatlar Saraybosna standartlarına göre biraz yüksekti. et yemekleri 8 ile 12€ arasında değişiyodu.

yemek sonrası kavhe içmece, palaçinke yemece.

Ferhadija caddesi

şebeklikler :)

Sarajevo Cathedral(Cathedral of Jesus' Heart )

yihhhuuuuuuu :)) (flaşın azizliğine uğramışım)

Türkçe misin mübarek!!!

Etarnal Flame, 2. Dünya Savaşı srasında öldürülen insanların anısına..

Marshall Tito caddesi


Metropolis adında süper bi cafe, tatlıları çoook güzeldi.


donduuuuumaaaa, mmmmmmm leziz.

cık cık ne ayıp, dondurmanın içine hiç parmak sokulur mu!!!

nutella cake

milka cake

savaş zamanında ölen 2 - 18 yaş arası çocuk ve gençlerin isim ve doğum-ölüm yıllarının yazılı olduğu platformlar...

onların anısına dikilmiş heykel. etrafındaki silindirin üzerinde irili-ufaklı ayak izleri var. çok vurucu bi karşılaşma oldu hepimiz için :(


şehrin göbeği yine...


gecenin güzelliğinde Latin Bridge...

Böylece 2. günün sonuna geldik. 3. gün Mostar'a geçiyoruz. İzleyin beni anacım.

You Might Also Like

7 yorum:

  1. süper bi gittim gezdim gördüm yazısı, itina ile takip ederim bu blogu

    YanıtlaSil
  2. teşekkür ederim :) benden sonra gidecekler için bi rehber olsun istedim ;)

    YanıtlaSil
  3. takıla takıla surda takıldım:
    o tünel var ya...
    daralttı beni. nasıl girdin oraya. ben adım atamazdım.
    bayılırdım.
    suni tenefüs filan...

    YanıtlaSil
  4. sorma ayci, zaten girince bi garip hissettim. ama onların neler yaşadığını daha iyi anlayabilmek için girmeliydim...

    YanıtlaSil
  5. ccc ely reyis ccc
    ccc palacinke reyis ccc

    YanıtlaSil
  6. Cok güzel bir gezi yazisi olmus. Insanin hemen orarlar gidesi geliyor.
    Biz Türkiyeye gelirken arabayla geciyoruz icinden ama tabii ayni sey degil.
    Pinoschcum sana Ayse Kulin´in SEVDALINKA adli kitabini tavsiye ederim. Yugoslavya savaslari esnasinda yasanilan bosnali bir gazeteci kadinla bir hirvat erkegin yasak askini ele almis ama kitabi okuyunca oralardaki savasin nasil berbat bir savas oldugunu daha iyi idrak ediyor insan. Dün komsu, yada arkadas olan insanlarin nasil birden bire düsmanliklar yapabildini okuyorsun. Bence cok güzel bir kitap...

    Benim bir zamanlar Hirvat bir is arkadasim vardi onlarda sirp saldirilarinda yillarca ugrasip yaptiklari evlerini kaybetmislerdi adamalar evi yakmislar.Kadinin onca yil biriktirdirip edindigi bütün mallara el koymuslardi..
    O kadin bosanalilara kiziyordu. "Yillarca sirplar bize saldirdi sira onlara gelecekti hep söyledik anlatamadik" derdi. Bosanlilar hic bir önlem almadan öyle beklemisler.Sirplarin onlarada saldiracaklarini düsünememisler. saflar diyesim geliyor simdi burda ama ayip olacak:) Sonrada öyle kek gibi yakalanmislar Sirplara.
    Ic savas cok kötü ve pis bir savas. Allah ülkemizi korusun diyecegim ama kosar adimlarla bölünmeye dogru gidiyoruzda bakalim nasil olcak. Belkide Cekoslavaklar gibi sesiz sedasiz becerebiliriz ki hic sanmiyorum..

    Neyse canim epey bir uzattim ama yazi dizin güzel olmus hakikaten...
    hayirli Ramazanlar diliyorum sana:))

    YanıtlaSil
  7. bu güzel yorumun için çok teşekkürler sünter teyzecim. Sevdalinka'yı çok çok uzun zaman önce okumuştum, hatta ilk çıktığında sanırım. Ayşe Kulin'i çok severim zaten. Ama çok hayal meyal hatırlıyorum hikayeyi. Ama sanırım tazelenmek için bir kez daha okumam iyi olur. Hatırlattığın için teşekkürler. Hem şimdi daha farklı bi gözle okuyabilirim.

    Ahhh ahhhh ülkemizle ilgili o kadar çok şey var ki söylenecek. Ama kelimeler kifayetsiz kalıyo sanki artık maalesef...

    Çok öpüyorum.

    YanıtlaSil

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)