Korkularınla yüzleş diyolar, bu şartlarda nası olcak?
Şimdi canlarım; benim de her insan evladı gibi bazı korkularım var. Halk arasında fobi de denir bu duruma :)En azılı korkularım arasında şimşek ve gökgürültüsü vardır mesela. Şimdi hani dün deliler gibi yağmur yağdı ya İzmir'e, özellikle de gece coştu falan. E evdeyim, güvendeyim hissiyatı oldu. Bi de tabi tatlı güzel uykunun da yardımı da olmadı değil bu hissiyata. Gece bi kaç kez uyanıp panjurların arasından aydınlanmaları görsem de topu topu 6 saat süren uyku beni kendine çekmeyi başardı.
Amaaaaaaa, sabah olunca işler değişti. Bi uyandım, zaten hava karanlık, karga b.kunu yemeden kalktığım için... eneeemmm o ne şimşek çakmalar öyle. Sanki gökyüzünde bi florasan var ve bozulmuş, takılmış kalmış öyle bi türlü açılmıyo. E benim evden çıkmam lazım, ama yusf yusuf durumlar. Ha bi de benim iki tane şemsiyem var. Biri minnacık, tam çantalık. Ama şiddetli yağmurlarda işe yaramayabiliyor :) Bi tane de "na bu kadar" diyebileceğim bastonlulardan.. Ben tabi akıllıyım ya büyüğü aldım, güya ıslanmamak için.
Gel gör ki ayağımı sokağa atar atmaz, yusuf durumlar tavan yaptı. Şemsiyenin de tepesinde paratoner misali bi çıkıntı var. Tabi bu beni iyice tedirgin etti. Yan falan tutuyorum şemsiyeyi ama yok, korku geldi bi kere. En sonunda kapattım şemsiyeyi, kapüşonumu geçirdim kafaya, başladım koşmaya :) Yağmur da iyi yağıyodu hani :)
Ama valla ağlıcaktım nerdeyse, o kadar bi korku bu yani. Şimdi ne yapayım ben bu korkuyu ha, nerelere koyayım?!?!?!
Ayrıca bu yazının ana fikri neymiş?? Önemli olan boyu değil işlevi!!! tabi ki şemsiyenin, fesatlar!!!!! :)
0 yorum var:
Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)