Ah Londra ahhhhh...

Pazar, Haziran 27, 2010 Unknown 0 Comments

Beğenerek takip ettiğim Elma+Alt+Shift'te izlediğim bu video, laptop'ım ve hdd'im çalındığında onlarla beraber giden London fotolarım için gelsin. Video'daki her yere gitmiştim, bari bu videoyu izleyerek hatırlayım o günleri, böhüüüüüüü :'(


You've Got to Love London from Alex Silver on Vimeo.

0 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Artizko :P

Pazar, Haziran 27, 2010 Unknown 0 Comments

Hala oğlumun düğünü sebebiyle yıllık izindeyim bi kaç günlüğüne, Avanos'tayım. Dün düğünü yaptık, kısa bilgi yazısı için şimdilik bununla idare edin. Devamı gelecek :D

0 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Şit - şayze!!!

Çarşamba, Haziran 23, 2010 Unknown 2 Comments

yüzüğümü evde unuttum, çok mutsuzum. 
kendimi çıplak gibi hissediyorum bilogcum. 
hadi bi git getir ya, nolur.
hayır yüzüğün yedeği de olmaz ki.
yani aynı şey değil ki.
offff, pofffff!!!!

2 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

İnönü caddesi yeni düzenlemesi

Perşembe, Haziran 17, 2010 Unknown 0 Comments

Selam canlar!!! Yine bir sosyal sorumlulukla karşınızdayım.

Bu yazı İzmirlileri ilgilendiriyor, özellikle de Üçyol ile Fahrettin Altay arasında oturanları ya da o yolu kullananları. Sahil şeridi de dahil. O yüzden İzmir'de yaşamayanlar istiyolarsa okumasın :) Ama okuyun be nolcak, belki işiniz düşer İzmir'e, dersiniz "Tuttuğunu altın ertsin şu Pınar'ın, faydası dokundu".

Yıllardır süren metro çalışmamızın sonlraına doğru yaklaştık artık sanırım, çünkü hummalı çalışmalar söz konusu. Öyle ki otobüs duraklarından otobüs hatlarına kadar bi çok şey değişiyo. 21 Haziran'dan itibaren de kullanılmaya başlanacakmış yeni düzen. Ahan da şuradan detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz, özellikle yeni otobüs numaralarıyla ilgili. Ama yok ben sadece şöyle bi haritaya bakcam diyosanız buyrun burdan yakın:


0 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Hasta, çorbası tasta!

Cuma, Haziran 11, 2010 Unknown 2 Comments

Oyyyyy,  çok hastayım bilog. Bu gel git havalar hasta etti beni. İşe bile gidemedim. Uyumak istiyom ama uyuyamıyom, kafam nası ağır bi bilsen... Ben de yattım yatağıma bi şekilde oyalamaya çalışıyom kendimi. Sesim boru gibi olmuş, duysan tanıyamazsın valla. Burmun musluk misali akıyo. Boğazım desen yutkunmak ölüm geliyo.

Neyse ki bugün cuma, pazartesiye kadar düzelirim diye umuyorum. Hadi madem bana geçmiş olsun.

2 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Beyaz converse'i giymişsin ama adam olamamışsın!!!

Pazartesi, Haziran 07, 2010 Unknown 5 Comments

Dün Denizli terminalde otobüsümüzü beklerken bir çift gördük. Gençlerimiz çift olmalarından mütevellit, beyaz converse'lerini çekmişler ayaklarına "biz çok uyumlu bir çiftiz" imajı altında bilet almaya çalışıyolardı. Tamam ikiz misali giymelerinin çok bi sakıncası yok benim için, hatta bazen bazı çiftlerde bu olay çok da tatlı olabiliyo. Bunlarda tatlı değildi bi defa, önce onu söyleyim :) Efenime söyleyim gençler önümden geçerlerken, erkek olanın converse'in arkasına basmış olduğunu görmemle, "kıroluk içinde işte, converse falan da kurtaramaz bunu" tümcesini içimden geçirmem bir oldu. Hiç hoşlaşmadım, böööö oldum, midem bulandı :P

Arkadaşım güzelim converse'i giysene adam gibi. Bacağına da boylu boyunca dövmeni yaptırmışsın, cool imaj çizmeye çalışıyon, belli. Niye b.k ediyon bu görüntüyü!!!

Yapmayın böyle şeyler, kafamı bozmayın!!!

5 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Yoldayım!!!

Cuma, Haziran 04, 2010 Unknown 0 Comments

Şu satırları yazarkene Denizli yollarımnı katetmekteyim. Aybocan'ın kuzeninin düğününe katılmak üzere düştük yollara. Haftasonunu bu şekilde değerlendireceğiz bu hafta. Eminim yine oldukça hareketli ve eğlenceli geçecek.

Onun dışında bugün işe gitmedim, onun yerine doktura gittim. Adil bi değiş tokuş olmadı tabi, daha çok yoruldum valla. Zaten hastane işleri sevmem hiç, önce oraya git, sonra buraya git, yok kan ver, yok tahlil sonucunu bekle falan filan. Haaa korkmayın, bi şeyim yok :) Sol ayağımda mantar benzeri oluşumlar vardı, onları göstermeye gittim. Krem falan verdi, bakalım geçecek umarım. Bi de genel kan tahlilleri falan yaptırdım. Domuz gibiymişim maşallah, her bi değerim normal çıktı.

Günün kalanında da ev toparlamaca, valiz hazırlmaca oldu. Yani bildiğin yoruldum izin günümde. Olacak iş değil, cık cık!!!

Ayyy, otbüsün içi de soğuk oldu biraz zannımca. Üşüdüm gibi oldu. Hadi gidiyim de sevdiceğime sarılayım ben biraz, ısınayım :)

0 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Gitmişim haberim yok!!!

Perşembe, Haziran 03, 2010 Unknown 1 Comments

 heee, saç rengimde uzun zaman sora bi değişikliğe gittim.
paylaştık işte, kötü mü oldu yağğğni!!daha belirgin halleri sonraki postlara artıkın.

Bir gitmişim, pir gitmişim arkadaş!!! Günle günleri kovalamış, bi sürü şey düşmüş aklıma ama bi türlü oturup yazmamışım, yazamamışım. Rutin hayatın pis kollarında bulmuşum kendimi. İşten eve, evden işe gitmişim bi tek. Sporum bile yalan olmuş, ben nası olmayım?!?!

Çok çileli bi giriş oldu ama neyse artık :) Uzun lafın kısası kaldığım yerden devam etmeye geldim. Varsa itirazı olan söylesin uleeenn................. Hah aferin, itiraz edemezsiniz işte böyle. Niyesi var mı, benim bilogum olum burası!!!!!

Evet yeterince saçmaladım bence de, şimdi sosyal hayata geri dönüşümü resmen kutlayabilirim. Mesela şöyle:

YARIN İŞE GİT-Mİ-YO-RUM :)

Ama sanılmasın ki, kıçımı kırıp evde yaycam. Çok yoğun bi program beni bekler yarın. O yüzden şimdi yatayım, yarın gelir anlatırım her şeyi. 

Nokta. Bitti.

1 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)