Harry Potter ve Melez Prens

Perşembe, Temmuz 30, 2009 Unknown 2 Comments





















Evet Aybo'nun yoğun isteği üzerine gittik filme ama iyi ki de gitmişim. Gayet güzeldi valla. Tabi ben sadece ilk filmi izlediğim ve ilk 2 kitabı okuduğum için, olaylardan oldukça kopuktum. Sürekli bu kimdi bunun olayı neydi diye sordum kuzuya :) İlk çıktığında almıştık kitapları. Ama beni 2.den sonrası sarmadı ya da ne bileyim devam edesim gelmedi. Kardeşcim çok beğeniyodu ve alıp okudu hepsini. Ben sanırım kendi kendime antipati yarattım hem kitaplarına hem filmlerine. Aslında popüler olmasından böyle yapmış olabilirim gibi gözükse de hiç öyle bi takıntım yoktur. Aman çok popüler bu, uzak durayım diyenler gibi bi kalkan oluşturmam. Çocukça olduğuna dair önyargı oluştu sanırım bende Harry'ye karşı.

Ama dün filmden çıktıktan sonra ben bunun tüm filmlerini izlemek istiyom dedim ve kararlıyım izleyeceğim de :D Ama acaba kitaplarını mı okusam önce, yoksa kitapları okumayıp sadece filmleri mi izlesem bilemiyorum. Neyse bakıcaz artık.

Gidip izleyin, fantastik ve masalsı bi dünyanın kapılarını aralayın. Nereye kadar gerçeklik :P

2 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Bodrum 2009 - Episode2

Çarşamba, Temmuz 29, 2009 Unknown 8 Comments

Yine bu haftasonu güzel Yalıkavak'taydık :) Çok atraksiyonlu geçmedi bu sefer, gayet sakin ve dinlendiriciydi. Cumartesi günü malum aylık durumdan dolayı denize giremesem ve güneşlenmekle yetinsem de, pazar günü gözünün yaşına bakmadım denizin :D Su çok güzeldi, yüzdüm yüzdüm mutlu oldum. Tüm dertlerimi unuttum.

Acun artizi koya 250.000 dolarlık (geçen hafta gazete yazmıştı, ucuzmuş behh!) teknesiyle yaklaşırken Ahmet amcam ve Aysun teyzeme gayet yakın geçiş yaptı, tırstık!


Ayrıca paparazzi haberi vereyim azcık da. Berna Laçin ayboların kapı komşusu yazlıkta. 3 yazdır, aynı kumsalda takılıyoz. Bu hafta da vardı tabi. Cumartesi herkes deniz keyfi yaparken, ben de biraz magazinel takıldım :) Bi arkadaşı geldi Berna'nın. Ama nasıl sarılmalar, öpüşmeler, çığlıklar sormayın. Zaten gayet şen şakrak, yüksek sesle konuşan - gülen bi şahsiyet kendisi. Neymiş olay sonradan öğrendim zaten, komşulara anlatırken :D Bu arkadaşı nikah şahidiymiş Berna'nın. Cumartesi günü de bunların evlilik yıldönümüymüş. Arkadaşı da sürpriz yapıp gelmiş falan. Tüm yaygara buymuş meğer :) 13 yıllık evliymiş, 7-8 yıl da öncesi varmış falan filan. Ha bi de kızları var, Ada. Aha da böyle magazinel haberlerimiz.

Söylemeden geçmeyeyim, Evdeki Yabancı dizisini çok severdim. Bi de Çocuktan Al Haberi vardı, o da çok güzeldi.

dip not: Sanırım bu haftasonu İzmir'deyim artık. Bi sürü ütü, ev işi birikti. Yapmak lazım değil mi bu işleri de arada sırada :)

8 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Bi garip cuma!?!

Cuma, Temmuz 24, 2009 Unknown 2 Comments

Aslında deniz yolları göründü diye sevinmem lazım ama içimdeki sıkıntı buna engel olmakta. Buraya yazmadığım gariplikler yaşadım geçen hafta içinde. Ailevi meseleler. Çok detaya girmek istemiyorum ama oldukça can sıkıcı günler geçirdim. Ve hala çok da rahatlamış sayılmam. Bizimkilerle aramda anlaşmazlıkların ve tartışmaların olması canımı ciddi anlamda sıkıyor ve kafamı sürekli meşgul ediyor. Ama elbet bu da düzelir diyip konuyu burada noktalamak istiyorum şimdilik.

Yine Bodrum'dayız bu hafta. Hadi görüşürüz...

2 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Amaca ulaşmak :)

Perşembe, Temmuz 23, 2009 Unknown 0 Comments

















Şurada temmuzun ortasına kadar bi 3.5 kilo daha vermek gibi bi hedef koymuştum önüme. bu hedefimin 3 kiloluk kısmına ulaşmışım. Çok mutluyum :) Yani toplamda bakacak olursam 66.5 kilo olarak başladığım yolculuğuma 60-60.5 civarında bi kiloyla devam ediyorum. 3 ay içindeki yeni hedefim ise 55'e düşmek!! Bu kilodaki durumuma bakarak bi kaç kilo daha vermeye karar verebilirim ya da bu kiloyu sabitlemeyi düşünebilirim.

Kilo vermenin güzel kısmı ise insanların, özellikle bi süredir görüşmediklerinin bunu farkedip söylemesi. Uzunca bi süre her gören bana kilo almışsın dedi ki çok moral bozucu olabiliyor bi müddet sonra. Ama vermeye başladığımdan beri kilo vermişin lafları da bir o kadar sevindiriyor beni :) E 3 sene içinde 13 kilo almak ve verememek kolay değil. Ama neymiş isteyince oluyormuş ;)

Yazmak istediğim bi sürü şey var ama şu anda yazasım yok. Bakalım ne zaman gelecek istek ;)

0 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Bodrum 2009 - Episode1

Pazartesi, Temmuz 20, 2009 Unknown 2 Comments

Dün gece geç saatte döndüm Bodrum'dan. Çok eğlendim haftasonu. Özet geçecek olursam şöyle:

Cuma 12'ye doğru Yalıkavak'taydık. Merkezde bi cafede biraz oturup bi şeyler içtikten sonra eve döndük ve yattık :)

Cumartesi süper bi kahvaltı'dan sonra Aynur teyzem ve Begüm aklımı çeldiler ve Turgutreis pazarına gittik beraber :D Baya büyük bi pazarı varmış meğer oranın, çok da güzel şeyler vardı haliyle. Abartıp 3 tane elbise, bir bikini üstüne tunik bir de beyaz gömlek almışım. Ama çok güzellerdi ve çok da ucuzlardı. Ne yapayım yani, almayıp başkalarına mı yar etseydim!!

Sonra döndük eve, eşyalarımızı alıp hooop deniz yolunu tuttuk. O sıcakta pazar gezdikten sonra nası güzel geldi biliyo musun o deniz, offff :)

Denizden çıkıp mangalımızı yedik. Bu arada garip olaylar gelişti yemekten önce. Bi ara anlatacağım onları da :) Ardından atladığımız gibi arabaya Bodrum yoluna düştük. D-Marin'de Zeynep Casalini'yi dinlemeye gittik. Hatunun sesi güzel, severdim zaten. O akşam da yine oldukça iyiydi. İlk bölüm yabancı, ikinci bölüm yerli söyledi. Ama şu da bi gerçek ki kadın çok çirkin be :S Ayrıca elektrocusuyla arasında da ya bi şeyler var ya da alenen yazıyo çocuğa :D

Mekan çok hoştu, giriş ücreti yok. Ne yiyip içersen o. Bence kalitesine göre fiyatları gayet makuldü. Giderseniz uğrayın mutlaka derim.

Geç saatte eve dönüp yayıldık yataklara tabi ki gecenin sonunda.

Pazar günü yine kahvaltımızı ettik ve deniz yollarına düştük. Bu seferki aktivitemiz biraz değişikti. Lazerlerle denize açıldık. Aybo ve orçun 2 yıl önce kursa gidip lisans almışlardı. Yani gayet güzel kullanıyolar. Ben başta biraz gerilsem de 15. dakikadan sonra olaya kendimi kaptırmıştım :D Baya bi açıldık ve lazeri devirmeden geri dönmeyi başardık. Çok eğlenceliydi, bi dahaki sefere ben de deneyeceğim kullanmayı.

işte bunun gibiydi bindiğimiz

Sonra yüzdük tabi ki :)

Bu arada yazlığın olduğu koyda villalar yapılmıştı. Fenerbahçe'nin yönetiminden Aziz Yıldırım da dahil bi kaç kişinin daha evi var. Bir de Acun'un varmış. Dün yüzerken bi baktık artiz Acun iskeleden botla yatına geldi. Biraz uğraştı. Sonra iskeleye yaklaşıp bi kaç genç hatun ve erkeği aldı yata. Sonra müziği kıro gibi son ses açarak uzaklaştı koydan.

Bi ara bağırdım büyük hissediyorum Acun diye ama duymadı galiba, hehe :D

İşte bi Bodrum macerasının daha böylece sonuna geldik. Maalesef foto yok elimde, makinamı unutmuşum :S Artık bi dahaki sefere.

2 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Sonunda deniz...

Cuma, Temmuz 17, 2009 Unknown 3 Comments





















Bu yıl deniz sezonunu açmakta çok geç kaldım. 1.5 ay önce yaptığımız tekne turundan sonra deniz meniz göremedim bir daha. E tabi sürekli Avanos'a gidip gelmem ve araya kazanın girmiş olmasının etkisi büyük bu durumda.

Evet, yarın kumsallara dönüyorum :) Bu akşam Bodrum yolcusuyuz, daha doğrusu Yalıkavak. Tabi ki sadece haftasonu için ama olsun. Zaten başka da bir şey gelmez bu yaz elimden. Ne de olsa yeniden işe başladım ve 1 yıl izin yok, pehh :(

Olsun azla yetinmeyi bilmek gerek diğğ mi :)

Bu arada yaralarım oldukça iyileşti. Ama yarın denize giderken 30 faktörlük yüz kremimden sürmeyi düşünüyorum. İz kalması olasılığını düşürmek için.

Son olarak ekmeden geçemeyeceğim bi ayrıntı var. Bu gece kazadan sonra ilk defa rüyamda araba kullanırken yine aynı tarzda bir kazanın eşiğinden döndüm. Çok korkunçtu, aynı anı tekrar yaşadım...

Neyse iyi haftasonları diliyorum bu postu okuyanlara.

Yaşasın deniz :)

3 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Ice Age 3: Dawn of the Dinosaurs

Çarşamba, Temmuz 15, 2009 Unknown 0 Comments





















Sonunda gittik, çok mutluyum :) Bu kadar mı komik olur yahu bi animasyon. Gülmekten öldük desem hiç mi hiç abartmış olmam yani. Yine süper zeki ve kaliteli espriler vardı. Bence kesinlikle çocuklar için değil yetişkinler için Ice Age serisi. Hayır çocuklar anlayamaz ki o esprileri :)

Şapşal Sid yine filmin yıldızıydı bence. Tabi bir de yeni katılan bir kaç karakter epey renk katmış filme. Bakın uyarıyorum. Gösterimden kalkmadan kesinlikle ama kesinlikle gitmelisiniz. Animasyonlar sinemada daha çok tat veriyor bana. Hele bir de 3D şimdi bu. Tadından yenmeyecek kıvamda yani :)

Ice Age 3'e 10 üzerinden 3456346745745754846 veriyorum :D

0 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Soli ölmüş :(

Cumartesi, Temmuz 11, 2009 Unknown 0 Comments

Soli'yi eski ofise bırakmıştım ayrılırken. Hülya'ya emanet etmiştim. Eve getiremedim çünkü Elvis ile anlaşıp anlaşamayacakları konusunda şüphelerim vardı, riske atmak istememiştim.

Ara ara soruyodum, ne yapıyor iyi mi diye. 2 gün önce Hülya aradı. Soli'yi denize atmak zorunda kaldım dedi. Anladım ki ölmüş :(

Tabi hayvancağız bensiz kalınca, üzüldü. Üzüntüsünden de öldü işte.

Neymiş, bundan sonra sahip olduğun hayvanı bırakmayacakmışın. Öleceği varsa da senin yanında ölecekmiş :(

0 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

İlk hafta bitti :)

Cumartesi, Temmuz 11, 2009 Unknown 0 Comments























İşte ilk haftamı bitirmiş bulunuyorum, oleeyyy :)

Sabah 6'da kalkmak ilk bir kaç gün beni zorlasa da alıştım. Serviste uyuyarak açığı kapatmaya çalışıyorum :)

Umarım her şey iyi olur bu yeni çalışma hayatımda.

İyi haftasonları diliyorummmm...

0 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

The Hangover

Cumartesi, Temmuz 11, 2009 Unknown 0 Comments





















YKM Cinebonus'ta gittik filme. Cinebonus olduktan sonra hiç gitmemiştim, baya güzel olmuş sinemanın yeni hali. Öncelikle bunu belirteyim. Zaten Cinebonus'ların hepsi güzel oluyor o da ayrı bi konu :)

Filmin türü komediydi. Önce kesin dandik aptal saptal bi komedidir diye düşünmüştüm. Sonra beyazperde.com'da 7'nin üzerinde puan aldığını görünce şaşırdım ve hemen imdb'ye başvurdum :) Orda da 8'in üzerinde puan alınca dedim gidilmesi gerekiyo bu filme :) Ardından ekşi'den de yorumları okuyunca içim rahat etti.

Konusu kısaca şöyle. Arkadaşlarını bekarlığa veda partisi için Las Vegas'a götüren 3 kafadar, o gece fena halde dağıtır. Sabah uyandıklarında geceye dair hiç bir şey hatırlamıyorlardır ve otel odasında bir kaplan ve bir bebekle karşılaşırlar. Üstelik damat da kayıptır :) Damadı arama yolunda başlarına olmadık işler gelir.

Biraz bel altı, bunu kabul ediyorum. Ama yine de gayet komikti. Laf arasında ırkçılık ve 11 Eylül'e göndermeler vardı. Ayrıca zekice esprilerinin olduğunu da söyleyebilirim.

Kısacası ben beğendim. Son zamanlarda izlediğim en iyi komediydi. Eğer biraz kafa dağıtmaya ihtiyacınız varsa gidin izleyin. İyi geleceğine eminim ;)

0 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Sinemaaaaa!!!

Cuma, Temmuz 10, 2009 Unknown 0 Comments
















Gidilecek filmler varmış da benim haberim yokmuş yahu. Şöyle bi bakındım da bunları gidilecek statüsüne koydum:

1. Teklif - The Proposal

2. Halk Düşmanları - Public Enemies

3. Felekten Bir Gece - The Hangover

4. Buz Devri 3: Dinazorların Şafağı - Ice Age 3: Dawn of the Dinosaurs

Bu akşamki plan 3 numara yönünde. İzleyince anlatırım ;)

0 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Mucizeye inanır mısınız??

Cumartesi, Temmuz 04, 2009 Unknown 9 Comments
















Dün bu saatlerde hastanede sonuçlarımızı bekliyorduk...

Evet kötü bir şey oldu. Trafik kazası yaptım...

Kayseir'den Avanos'a dönerken, telefonumun çalmasıyla dikkatim dağıldı. Yanımda babam oturuyordu. Telefonum ondaydı. Ona doğru dönerken direksiyonu da farkında olmadan sağa çevirmişim. Babam durumu farkedip doğru yola çıkarmak için direksiyona müdahale etti ama ben panikleyip direksiyona yapıştım ve sanırım biraz da gaza yüklendim. Yolda sol sağ yaptıktan sonra artık yapacak bir şey olmadığını anladık ve bıraktık...

Sağ taraftaki 10 metre kadar yükseklikteki şarampole yaklaşık 100 km hızla uçtuk. Havadayken düşündüğüm tek şey nolur takla atmayalım, bu şekilde inelimdi...

Nitekim çok şükür takla atmadan dört tekerin üzerine düştük. Benim hava yastığım açıldı ve emniyet kemerim takılıydı o yüzden çok bir hasarım olmadı. Sağ kolumda yumuşak doku zedelenmesi ve sol omzumda emniyet kemerinin sıkıştırdığı bir sıyrık var.

Ama babam biraz daha hasarlı. Onun hem hava yastığı yoktu hem de emniyet kemeri takılı değilmiş. Düşmenin etkisiyle zıplayıp çenesini ön tarafa vurmuş. Derin bir kaç yarık oluşmuş çenede. Onun dışında daha çok sarsıldığı için kolunda ve bl kısmında ağrıları var.

Çok çok çok şükür ki kırığımız ya da daha büyük hasalarımız olmadı. O şekilde düşüp bu kadar az hasarla atlatmamız mucizeden başka bir şey olamaz!!!

Sonradan Necati amcamın anlattığına göre uçuşun başladığı noktadan arabanın bulunduğu noktaya kadar olan uzaklık 25 metre civarındaymış. Zaten uçuş anımızı çok net hatırlıyorum, ama keşke hatırlamasaydım. Gözümün önünden gitmiyor...

Arabanın durumu çok da iyi değil. Üst kısımda bir şey yok gibi gözükse de alt taraf sanırım gitti. Offff babam ne kadar da sakınıyordu arabasını, 1 yıl bile olmamıştı zaten alalı... Böyle bir şeye sebep olduğum için çok üzüldüm. Ama sonra daha beter şeyler de olabileceğini düşündüğümde, bu kazayı en iyi şekilde atlattığımızı anladım...

Takla atabilirdik, ikimize ya da ikimizden biri hayatını kaybedebilirdi... Offff düşünmesi bile o kadar acı veriyor ki... Hayır düşünmemeliyim böyle şeyler!!! Şükür ikimizde hayattayız, evimizdeyiz...

Babamın acıları bir an önce dinsin istiyorum, onu böyle görmeye dayanamıyorum... O da bunun farkında ki bugün gitmem konusunda oldukça ısrarlı. Yani bu akşam dönüyorum İzmir'e...

Bundan sonra eminim her şey daha farklı olacak benim için... Hayata bakışım çok farklı bir boyuta girdi.

Bu bir mucize ve bunun olmasını sağlayan biri var... Bunu artık kesinlikle biliyorum ve buna tüm kalbimle inanıyorum...

9 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

İş hayatına dönüyorum!!!

Perşembe, Temmuz 02, 2009 Unknown 4 Comments

Az önce beklediğim telefonu aldım. Pazartesiden itibaren yine iş hayatımdaki yerimi alıyorum :) Ha evet, Vestel'de başlıyorum.

Her işte bir hayır vardır diyenlerin haklı olduklarını bir kez daha anlamış bulundum.

Şu anda dert ettiğim tek şey daha dün Avanos'a gelmeme rağmen, cumartesi akşamı tekrar dönecek olmam. Bıktım be arkadaş 12 saat git-gellerden :)

Son durumu bildirdim...

4 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

3D Ses Efektiymiş!!!

Çarşamba, Temmuz 01, 2009 Unknown 2 Comments

http://www.sajithmr.com/downloads/Barbershop.mp3
http://www.sajithmr.com/downloads/phon.mp3
http://www.sajithmr.com/downloads/voce.mp3

Seste 3D efekleri yapan Cetera Algorithm kullanılarak oluşturulmuş bu ses dosyaları. Kulaklıkla dinleyin kesinlkile. Çok hoş olmuşlar bence ;)

Berberi ensenizde hissediyorsunuz. Ben biraz da gerildim. Bakalım siz neler hissedeceksiniz :)

Algoritmanın ayrıntıları da burada, ilgilenenlere.

2 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Elvis'ten nameler :)

Çarşamba, Temmuz 01, 2009 Unknown 4 Comments

Şebek Elvis'in fotolarına göz attım bi, paylaşayım dedim :)


gelmiş yatağımın üstüne oturmuş, beni seyreder :)


bu da böyle bi alışkanlığı, anlam veremiyoz.


yatağındaki ilk ve son denemeler :)


o patiyi yeriz ama biz!!


kuzu işte bu, minik bi kuzuuuu :)


popoda uyuma, kih kih :)


poşet görünce dayanamıyo, içine giriveriyo!


ünlü kuyruğumuz :)


sinsi sinsi girmiş yatağın altına, bi de poz veriyo edepsiz.


açık şemsiye görünce de dayanamıyo ya :)


anlam veremediğimiz yatışımız yine ama bu sefer mor kıçımızla :) sünnet olmak öyle kolay değil Elvis efendi, hehe :)


Ankara kedisisin ama nedir bu efelik bilemiyorum yani!

4 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

İş arama güncesi - 3

Çarşamba, Temmuz 01, 2009 Unknown 2 Comments











Eveeettt, finale doğru yaklaşırken yine karşınızdayım :P

Bir önceki yazımda Vestel görüşmemden bahsetmiştim. 2 gün sonra arayıp 29 Haziran pazartesi günü(bundan 2 gün önce) genel müd. yrd. ile görüşmeye gelebilir misiniz dediler. Tabi dedim, ne diyeceğim :)

Görüşme öğlen 1'de olduğu için gitmek biraz işkence oldu ama gittim.

IK yine bir test yaptı: Kişilik Testi. İşte klasik şunu severim, böyleyimdir, şöyleyimdir gibi sorulara doğru/yanlış diye cevap verilenlerden. Sonra gittik genel müd. yrd. yanına. Yarım saat kadar bir mülakat yaptık. Hem kişisel hem teknik konuları içeriyordu. En sonunda arkadaşlar sizden memnun kalmışlar, ben de kaldım; 1 hafta içerisinde teklif için size dönerler dedi.

Sanırım kabul edersem teklifi işe alınmışı olacağım resmen :) Beni iyi okuyup üflemişsiniz valla, takdir ettim :P

Tabi buradan söylemeden geçemeyeceğim bir şey var. Şükocum kuzumun bu işteki payını göz ardı edemem. Vesile olduğun için çok teşekkür ederim yavru kuş

Hal böyle olunca dün akşam bindim Avanos'a geldim :) Hiç bi fırsatı kaçırmam. Zaten Aybo'cum da Avusturya'ya gitti, 10 gün daha yok.

Artık cuma günü olacak görüşmeyi de iptal edeceğim, zaten pek gidesim yoktu!

Şimdilik bu kadar, öperim yaaavvv :)

2 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)