Yoğun haftasonu
Gayet yoğun ve hareketli bir haftasonu geçirdim, iyi geldi.Cumartesi gündüzden evdeydim, kahvaltı gazete keyfi falan yaptım biraz. Sonra Şüko'cuğum saçlarımı boyadısağolsun. Boyanın rengi konusunda son 3 seferdeki istikrarım devam ediyor :) Koleston'dan terrakota rengi. Kahverengi tonunda ama sanki içnde kızıl ışıltılar var gibi, baya hoşuma gidiyor. Ben de ne garibim ha, kışın açık renk yağıom yazın koyu :) İşte böyle de değişik bi insanımdır, sıradan olamıyorum ne yapayım :P

Akşama Begüm ve sevgilisi Colin geldi İzmir'e. Onları karşılayıp dışarı çıktık. Alins'te güzelce yemek edikten sonra Opus'a gittik. Yine elemanların performansı gayet iyiydi, biraz(!) içtik eğlendik. 3buçuk gibi döndük eve.
Aybo'cuğumun pazar günü öğlen 2de işe gidecek olması sebebiyle gecenin yorgunluğunu çok uyuyarak atamadık. Kalkıp İnciraltı'na gittik. Güzelce kahvaltımızı edip maceraya İnciraltı'ndaki gemi müzeleri gezmeyle devam ettik. Türk Donanmasında görev almış TCG EGE isimli gemi ve TCG PİRİREİS denialtısını gördük bu ziyarette. Eğer yolunuz düşerse o tarafa gitmişken girip gezin derim. Çok uzun süren bir tur olmuyor, zaten bahriyeli asker abilerimiz rehberliğinde geziyorsunuz. Tabi haftaiçine denk getirebilirseniz daha da iyi olabilir, çünkü haftasonu oldukça kalabalık ve yoğun oluyor tur. Okunması gereken şeyleri falan okuyamayabiliyorsunuz.


Ardından ben, Begüm, Colin üçlüsü olarak vapur sefasıyla Karşıyaka'ya gittik. Aman aman o ne kalabalıktı öyle ama. Colin bi ara endişelendi, vapurun bu kadar insanı taşıma kapasitesi var mı diye :D
Kamille araştık o da katıldı bize. Bi şeyler içtikten sonra Havagazı Fabrikasına gidelim dedik. Hani şu restore edilen eski fabrika. Ama tam bir hayalkırıklığı yaşadık. Sadece bir cafesi vardı, onun dışında hiç bir yeri açık değildi. Kapitalist düzene kurban edilen bir yer daha işte söylenerek ayrıldık. Ha bu arada foto çekmek için hazırlanırken bi görevli bizi uyardı. Foto çekmek yasak diye. Şaştık kaldık tabi. Tek ilginç olan bacayı çekmek istemiştik halbuki sadece :) Neymiş ticai amaçlı birileri kullanmış da yasakmış, belediyeden izin almak gerekiyomuş falan. Neyse dedik biz İstanbul'dan geliyoz, ticari amacımız yok gittik gördük geldik diye 1-2 kare çekmek istiyoz. Adam gitti müsürle konuştu da 2 kare fotomuz oldu :)
Ordan Asansör'e gittik, İzmir manzarası görmeye. Tabi bu arada iyi ki Kamil arabayla gelmiş, yoksa otobüste sürünecektik o sıcakta :) Ardından yorgunluk kahvesi için Kahve Dünyasına gittik, sonra da Aybo katıldı bize. Yemeğin arından kendimizi Alsancak iskelenin karşısındaki Game Box isimli cafeye attık. Bi dolu oyun var, seçip oynuyosun. E tabi aramızda Türkçe bilmeyen biri olduğu için anlatımlı bir şey seçemedik. Dedik en iyisi Monopoly :) Çok hararetli geçen oyun sonucu kuzum Aybo iflas etti :) Ardarda benim evlere 13.5M kira ödeyince kötü gidişatı başlamıştı zaten, hehe :)

İşte böyle delicesine bir haftasonu geçirdim, çok eğlendim. Şimdi evdeyim, biraz dinlencedeyim. Yarın Çeşme planımız olacak, çok büyük ihtimalle tekne turu. Tabi Aybo yine yok, malum iş güç. Biz yine takılacağız bu şekilde. Kardeşcim Envercim de katılacak belki, o da çok yoruldu iyi gelir ona da.
Çarşamba da artık Avanos yollarına vuracağız kendimizi galiba. Ev, anniş, babiş, bahçe keyifleri bizi bekler...
0 yorum var:
Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)