Ofiste cuma keyfi ;)

Cuma, Mayıs 29, 2009 Unknown 0 Comments
















bu foto tarafımdan çekildi, pek sevdim!


Seviyorum bizim şirketi be ya :) Yoldaş bira getirtmiş, hem de Mariachi de söylemiş. Ohhh, missss.
Bu cumaları öğleden sonra bira olayı en çok yazın süper oluyo. Sıcakta soğuk soğuk iyi gidiyo valla.

Ha bu arada normalde bira sevmediğimden daha önce bahsettim mi bilmiyorum ama şimdi bahsedeyim bari. Ben bira sevmem!!! O da beni sevmez zaten. Ama Mariachi keşfettiğimden beri hastasıyım kendisinin. Özellikle Mariachi Black daha bi favorim. E bira sevmiyorum da bunu nası içiyorum?? Şöyle ki kendisi bira gibi değil, o yüzden :)

Bi ara hangi içkileri sevip hangilerini sevmediğimi de yazarım. Belki yıllar sonra içki zevkim değişir, bakarım neleri sevmeye neleri sevmemeye başlamışım.

Şimdi bu biranın üstüne akşam önce bosu üzerine dayanabilirsem pilates ne güzel gider, diğğğ mi :)

0 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

The Last Lecture

Cuma, Mayıs 29, 2009 Unknown 0 Comments

What if you knew you're gonna die soon and you give your last lecture, what would you say to your students?




Gerçekten çok etkilendim. Hayata bu şekilde bakabilmek çok mu zor??

0 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Meğer yıllar öncesinde bitmiş her şey...

Cuma, Mayıs 29, 2009 Unknown 4 Comments












Şurada dostluk ile ilgili yazmışım, çizmişim, üzülmüşüm falan filan. Meğer zaten yokmuş ki öyle bir şey yıllardır. Yani belki hala kurtarılabilir diye ümit ettiğim şey, bir hayelden öte değilmiş. Dün anladım...

Uzun zamandır konuşmak istiyordum onunla. Konuşalım, sorunumuz ne çözelim istiyordum. Yüzyüze görüşelim demiştim, tamam demişti. Derin konuşacağız ama demiştim, tamam demişti. Dün nette gördüm, görüşecek miyiz bi ara dedim. Bu görüşmeden beklentilerin farklı sanırım senin dedi, bir şeylerin eskisi gibi olduğunu görmek istiyorum demiştin son konuşmamızda dedi, evet dedim ve anladım zaten o an hiç bir şeyin gerçekten öyle olmayacağını. Başladık "sanal" ortamımızda içimizdekileri dökmeye. Daha çok o döktü aslında. Meğer ne çok şey biriktirmiş içinde bana karşı. Meğer ben ne kadar da dosluğu bırak arkadaşlığı devam ettirilemeyecek bir kişiymişim onun için, bunları anladım.

Tamam hatalar yapmışım, konuştukça daha iyi anladım ama bunları kabullenmek de önemli değil midir yani? Kafasında öyle bir yere koymuş ki beni artık sanki ben o hataları tekrar tekrar tekrar tekrarlayan, iflah olmaz, çevresindekilere sürekli kötü davranan, eziyet eden bir kişi haline gelmişim. Konuştuğumuz şeylerin üzerine söyleyecek çok şeyim yoktu, o içini döktü ben de bir kaç damla gözyaşı...

Beni kafasında böyle bir yere koyan birinin benimle görüşmek istememesi kendi açısından gayet normal. Ben de gördüm ki zorlamak anlamsızmış, sebepler bambaşkaymış. Ne zamansızlık, ne umuzsamazlık... Artık yolların ayrılması gerektiğiymiş meğer.

Yaptığım olumsuz davranışlardan her zaman ders çıkarmasını bildim, tekrarlamamaya, fevri yönümden çok sakin tarafımı beslemeye çalıştım. Beni kabul ediyorsan, böyle et. Etmiyorsan da zaten çek git, durman anlamsız...

4 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Sonunda bitti :)

Perşembe, Mayıs 28, 2009 Unknown 9 Comments

















Yaklaşık 3 gündür blogumun dizaynı için uğraşıyorum. Ne kararsız insanmışım meğer ben :) 346463475474 tane stil denedim. Bir de beğendiğim template'leri indirip kullanmıyorum. Neymiş efendim, yeni template e geçince kendi eklediğim ıvır-zıvırlar gidiyormuş, onların gitmesini istemediğim için beğendiğim templateleri html den uğraşarak düzeltecekmişiş. Bak bak bak, düşüncelere falan bi bak :)

Ha noldu ıvır-zıvırlara uğraşmayım dedim, sitil düzenlemesine ve kararına daha çok uğraştım!! Ama çok özgün oldu be yeni hali, tamamen benim kendi uydurduğum renkler, falan filan :)

Önce siyahtı arka plan, sonra içim karardı. Beyaza çevirdim, ama galiba iyi etmişim. İçim açıldı, oh be yauuuu...

9 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

1 Kadın 1 Erkek

Pazartesi, Mayıs 25, 2009 Unknown 1 Comments


















Evet, bu aralar çok fena taktım bu süper ikiliye. Önce facebook'ta kısa skeçlerini görüyodum, ne olduğunu bilmiyodum. Ama çok hoşuma gitti. Sonra neymiş bu diye araştırınca digitürk'teki türkmax diye bi kanalda gösterilen, içinde kısa skeçler bulunan ve kadın-erkek ilişkilerini çok güzel bir şekilde anlatan bir dizi olduğunu öğrendim. Şimdi bölümlerini buldum bu siteden indiriyorum.

Demet Evgara'a ezelden beri hayranımdır zaten, ama buradaki rolüyle daha da bir hayran kaldım. Emre Karayel'i de bi sürü diziden ve en son gittiğim Testosteron oyunundan biliyodum. O da rolünün hakkını süper vermiş.

Dizi Türkiye standartlarının üzerinde bence. Yani hem esprileri, hem ele aldığı konular hem de cinsellikle ilgili yapılan rahat konuşmalar açısından. Ben çok sevdim, çok da tavsiye ederim ;)

1 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Yeni kararlar...

Pazartesi, Mayıs 25, 2009 Unknown 2 Comments





















Yazın kendini ciddi bir şekilde göstermeye başladığı şu günlerde, bir kaç karar aldım kendi çapımda.

Sabahları 8 yerine 7.30'da kalkmaya başlayarak, zinde hissetmek bunlardan ilki. Hayır yani benim için bu iki saatte de birbirinden farksız olmaya başladı. Çünkü ikisinde de zor kalkıyorum :) O zaman neden daha erken olanı seçmeyeyim?!?

E madem erken kalkıyorum, neden otobüs yerine vapurla gitmiyorum işe diye bi düşündüm. İzmir'in sıcağı sabah, öğle, akşam ayırt etmediği için sabahları otobüsle işe gitmek yaz günü biraz işkence halini alabiliyor. Hele bir de trafik varsa ve otobüs kalabalıksa, of of of!!! Sıkıntıya gelemeyen bi insan olmamdan mütevellit "20 dakika yürürüm, ama vapura binerim arkadaş" dedim kendime. Hem zaten otobüse binmek için de göztepeye inmiyor muyum 10 dk yürüyerek! Aha bu da ikinci kararımdır.

Benim için en önemli olan son karar ise, yemek içmek olaylarına dikkat etmeye başlamak biraz. E sporumu gayet güzel yapıyorum ama öyle çok bi kilo vermedim. Şu anda 3.5 kilo civarında vermişim, ama bunun biraz daha artması gerekiyo. İlk hedefim temmuz ortasına kadar bi 3.5 kilo daha verip, kendime güvenimin iyice gelmesi sağlamak. Hadi bakalım bu kararımı da çok beğendim, ne süper bi insanım :P

Şimdi bi baktım da bu kararlara, aslında hepsi sağlık açısından baya bi faydalıymış. Hoşuma gitti :)

2 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Angels & Demons

Cuma, Mayıs 22, 2009 Unknown 2 Comments





















Dan Brown ve kitapları hastası olan ben bu filmi de elbet kaçıramazdım!!!

Geçen hafta cuma gösterime girmesine rağmen dün zaman yaratıp ancak gidebildim. Ayrıca uzun zamandır ilk defa yaptığım yalnız sinema keyfimdi. Kitabını okuyalı 5 yıl olmuş, vayy be. Tabi Da Vinci Code ile ard arda okuduğum için zaman zaman olayları karıştırıyorum. Zaten Robert Langdon iki kitapta da baş roldeydi.

Neyse filme geçecek olursam, beklentilerimi boşa çıkarmadı. Bol aksiyonlu ve koşuşturmalıydı. Tabi kitabını okuduğum için sonunda şaşırmadım, ama olsun :) Tom Hanks her zaman olduğu gibi süper ötesi oyunculuğunu konuşturmuş. Ayelet Zurer ablamı her hangi bir filmden tanımıyorum ama o da gayet başarılıydı rolünde. Nitekim gayet beğendim filmi. Dan Brown hayranıysanız zaten koşa koşa gidin, hadi durmayın :)
















Dijital Kale ve İhanet Noktasının filmlerini de dört gözle bekliyorum. Çekilip çekilmeyeceğiyle ilgili bi fikrim yok ama, sanki çekecekler gibi düşünüyorum.

2 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Talip?!?!?

Perşembe, Mayıs 21, 2009 Unknown 2 Comments













Efenim dün DEUDANS'ın gösterilerine giderken babam aradı. Kargo göndermişlerdi, aldın mı beğendin mi fln diye sordu önce, evet evet dedim. Sonra ardından hemen sana talip varmış kızım demez mi!!! Hönk diye kaldım tabi. Ne diyon baba ne talibi falan derken annem aldı teli eline. Yok efendim aile marmariste kalıyomuş, çocuk izmirde çalışıomuş, boylu posluymuş, işi iyimiş falan filan diye saydırmaya başladı. Hoooppp dedim, allah sahibine bağışlasın. Yahu anniş bilmiyon mu ki benim hali hazırda bi sevgilim var ve bilmiyon mu ki daha evlenmek istemiyom ben. Sora dedim anne yapma yahu, istemem ben öyle bilirsin. Biliyom da kızım söliyim dedim diyo. Sonuçta böyle bi durum oldu haberin olsun istedim, zaten bizim kızın isteyeceğini sanmam dedim demiş adamlara. İyi aferin dedim ben de :)) Sonra da ekliyo böyle heberler oldukça sölerim ben sana diye :) Teyallam ya, nedir ki yani bu acele. Evlencez elbet bi ara, ama durun biraz yahu.

Daha az kendi paramı kazanayım, gezeyim gönlümce, sora evlenir çoluk çocuk ne varsa hallederiz yaniiiğğ, cık cık cık!!!

2 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Müdahil oldum!!

Çarşamba, Mayıs 20, 2009 Unknown 0 Comments

blogger-emoticon.blogspot.com

Şükocum canım ciğerim beni bloguna katkıda bulunmaya davet etti. Artık ara ara oraya da yazacağım. Beklerim ;)

http://varmisin.blogspot.com/

0 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Taşınıyorum...

Cuma, Mayıs 15, 2009 Unknown 3 Comments

Babişin emekli olması ve kardişin de zaten izmirde bulunması münasebetiyle, artık bizimkiler daha sık ve daha çok kalmaya karar verdiler izmirde. E hal böyle olunca şükoyla yolları ayırma vakti geldi. Temmuzun ortalarında çıkmış olmayı planlıyorum şimdiki evimdem. Ama tabi küçük bi problemim var, henüz ev bakmaya başlamadım :)

Efenim ilk ve öncelikli tercihim güzelyalı civarından ev bakmak. Pek seviyorum ben o tarafı. Hem sahile yakın, hem daha güvenli geliyo hem de ulaşımı kolay. Bu ev bakma durumu bende biraz stres yaratıyo elbette. Sonuçta izmirde oturduğum iki ev de gayet güzel evlerdi. E tabi biraz beklentilerimi yükseltiyo bu durum. Beklentilerim civarında bulabilecek miyim endişesini taşıyorum haliyle.

Heeeeyyyy, izmirli takipçilerim. Aklınızda olsun ha, o taraflarda güzel bi ev bulursanız bana bi haber eyleyin olur mu :) Ben bulursam ben de size haber eylerim zaten, hehe :)

3 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Delgeç...

Perşembe, Mayıs 14, 2009 Unknown 0 Comments

















Sanırım ben bu kadına aşığım arkadaş. Bu nasıl mükemmel bi sestir, bu nasıl bi tatlılıktır, bu nasıl bir söz yazarlığı, besteciliktir!!! Bi insanın hiç bi şarkısı mı kötü, dinlemeye tahammül edilemez olmaz yahu. En deli şarkısı bile beni nerelere götürüyor, neler düşündürtüyor.

Offff, melankolim mi gelmiş ne benim de. Gelmesin, istemiyorum. Gelince kendimden, yapacaklarımdan, vereceğim kararlardan korkuyorum. Çekilmez, asık suratlı oluyorum. Her şeyden sıkılıyorum.

İstemiyorum, gelmeeeeeee!!!!!

0 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Masaj güzel bişimiş :)

Çarşamba, Mayıs 13, 2009 Unknown 5 Comments
















Son postumda anlattığım sinir stres olayından nasıl kurtulacağımı düşünürken, birden aklıma Hilton Gym Health Center'cığımın hediye ettiği masajlar geldi :) Dedim ya şimdi kullanmayacağım da bunlardan birini ne zaman kullanacağım :) İşten çıkmamla kendimi spor salonunda bulmam bir oldu. Dedim şu anda müsait mi acep masaj salonu, evet dediler. Tamam dedim hemen alın beni :)

Şu hatunun yüzündeki mutlu ve rahatlamış ifadenin aynısı ben de vardı. O 45 dakika hiç bitmesin istedim valla. Hatta bi ara şöyle düşündüm, "lan masör bi kocan olsa fena mı olur :)". Çıktığımda, tüm kaslarım gevşemişti ve mutluydum. İşte hayat buydu :P

Geriye kaldı 4 tane. Onları da böyle zamanlar için saklayım bari :)

Dün de bunların üzerine pilatesimi yapmışım, iyice kendimi bulmuşum. Daha ne isterim a dostlar!!

5 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Salak kafa!!!

Pazartesi, Mayıs 11, 2009 Unknown 4 Comments
















4-5 saat boyunca bilgisayarın başında otur, kod yaz. Kalkıp gezinmeyi unut kendini iyice kaptırıp. Belin tutulsun, bacakların uyuşsun, sızlasın. Tam kodu gönderecekken aklına ekstra bi şeyler yapmak gelsin. Düzelt kodu, maildeki kopyasını sil, masa üstündeki sıkıştırılmış halini sil çünkü farklı isimli bi tane oluşturmaya üşen. Sonra elin asıl klasöre gitsin, alışkanlıktan shift+del ile onu da sil.Sonra ne yaptığının farkına var dehşet içinde. Dosyaları geri getirmek için bin takla at, ama getireme. Pis bir pişmanlık duygusu içinde yatağa at kendini ve uyumaya çalış.

Sonra bacaklarının ağrısından tüm gece kıvran, uykunu alama. O halde pazartesi işe gel ve o gün işteki projenin release günü olsun. Tüm gün otur, stres içinde siteyi son haline hazırla. Yine kalkma, yürüme, bacakları, beli açma.

Bu mesleğe lanet etme de ne yap şimdi!!!!!!

4 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Elbise manyaklığı!!

Perşembe, Mayıs 07, 2009 Unknown 2 Comments


















Sanırım bu yıl elbise alma hastalığına yakalandım. Her sene bir renge takıp, o renkli bi şey gördüğüm zaman alma moduna giriyodum. Ama sanırım renkler bitmiş ki, bu sefer başka tarafa sardım :)

Bu nası bi şey anlamadım doğrusu. Hangi vitrinde bi elbise beğensem, gidip denemek ve olursa almak istiyorum. Hatta dün yaptım arkadaşım bunu. Hoş vitrinde bu sefer elbiseyi değil, elbiselerde indirim olduğunu gördüm ama olsun :) Girdim, beğendim 2 tane, denedim, ohhhh oldu dedim aldım çıktım :O

Böyle giderse bu yazın sonunda 354364546456 tane elbisem olacak!!!

2 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Salsa mı :)

Çarşamba, Mayıs 06, 2009 Unknown 0 Comments












Mesai bitimine yarım saat kalmış olmasının vermiş olduğu etkiyle neşelenilsin diye müzik açılır. Sonra konu salsaya gelir, salsa müziği açılır ve sadece basic adımı bilen pinosh sahneye atar kendini :) Ardından serdar yoğun ısrarlara dayanamaz ve o da kıvırmaya başlar :) Böylece gün sıkıcı olarak değil, eğlenilerek bitirilmiş olur :)

0 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Soli ölmesin :(

Çarşamba, Mayıs 06, 2009 Unknown 8 Comments
































2 gündür bi cansız küçük balıkım. Böyle yavaş yavaş hareket ediyo, hep yüzeye yakın yüzüyo. Sanki böyle oksijeni yetmiyomuş gibi. Zaten suyunu değiştirirken de hiç çırpınmadı, karşı koymadı. Sanki ölümü kabullenmiş gibi :( Bi de sanki böyle üzgün üzgün bakıyo gibi :(

Nolur ölmeeeeee :(

8 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Yorguuuunnn

Pazartesi, Mayıs 04, 2009 Unknown 0 Comments

Ayhhhh, çok acayip deli yorgunum. İş bitsin hemen eve gidip yatmak istiyorum. Otobüste her tarafım tutulmuş zaten, cık cık cık!!!

Dünkü açık havada yaptığımız kahvaltıdan sonra ağaç dallarında oynaşmamın da etkisi olabilir diye düşünüyorum bu yorgunluğa :) Aha bu da ispatı...
















Bu arada arkada görünen Kızılırmak. Avanos'umun içinden geçip giderken onu ikiye bölmeyi de ihmal etmez sağolsun :)

0 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Evde olmak gibisi yok...

Cumartesi, Mayıs 02, 2009 Unknown 6 Comments


Yediğim önümde yemediğim ardımda valla şu son 3 gündür. Bugün ne pişirsem, meyve var mı acaba evde, temizlik mi yapsam dertlerinin hiç biri yok. Anne babayla yaşamayı özülüyormuş insan belli bir süre sonra gerçekten.
















Keyifli geçiyor günlerim, ama bunun da sonuna geldim sayılır. Yarın akşam yeniden yollardayım. 12 saatlik yolculuk ve ardından hemen iş başı olayı gözümde nasıl büyüyor anlatamam.





















Sunexpress, sana sesleniyorum: Lütfen Kayseri'ye şu uçak seferlerini adam gibi günlere koy. Cuma akşam ve pazar akşam olabilir mesela. Tüm aklımı size mi vercem ben ya, aaaaaa. Biraz da siz düşünün bunları arkadaşım!!!

edit: elly'nin yoğun isteği üzerine fotolar eklenmiştir :))

6 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)