Pamuk ipliği..

Salı, Ocak 27, 2009 Unknown 0 Comments

Bugün kesin karar verdim. Toplu taşıma araçları için gayet tehlike arz ediyorum. Hangisine binsem bi olay!! Ya kavga çıkar, ya kaza olur falan filan..
Bugünün olayı otobüsün ön camından fırlamama ramak kalmasıdır(yine!!!). Geçen yıl da yaşamıştım çok benzer bi şey. 2 sn geç tutsam koltuk demirini, otobüzün ön camına kafayı ya gömerdim, ya fırlar giderdim camdan!!
Bugün en taze halimle kalktım, mis gibi kahvaltımı evde!!!! yaptım. Çıktım bi güzel. Hava çok güzeldi, göztepe'ye ineyim de ordan bineyim otobüse, hem yürürüm de dedim. Bindim. 3. durağa yaklaşırkenki ışıklarda şofüör amca öyle bi fren yaptı ki, otobüstekilerin hepsi öne doğru savruldu. Hayır malın bi tanesi yeşil ışıkta bekliyodu. E virajdan da dönünce birden göremedi arabayı, frene asıldı. Ama yeterli gelmedi tabi, arka tampondan vurduk arabaya. An an izledim yani kazayı. Benim camdan fırlayacağımı düşündürten olay da şudur ki, amca frene asılmadan 3-5 sn önce ellerimi bırakmış saçımı düzeltiyordum. Çok lazım ya saç bana. Ama şükür ki tutunduktan sonra aksiyona geçtiğimiz için öne doğru(daha ne ön olacaksa en öndeydim zaten) savruldum.
Hep böyle 3-5 saniyelerle kurtuluyorum kafayı gözü yarmaktan. Şans diyeceğim artık ben buna yani, böyle devam eder umarım. Hayır pisi pisine ölcem yoksa yani....

0 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

1 yıl daha yaşlandım :(

Perşembe, Ocak 22, 2009 Unknown 0 Comments

1 yaşıma daha girdim :P
Yani yıllar böyle akıp giderken, bazen dur diyesi geliyor insanın. Ne ara 24 oldum beeeee :'(
Dünün en büyük olayı anniş, babiş ve kardiş'in beni aramayıp, benim onları arayarak doğumgünümü hatırlatmam oldu. Yüzsüzlük gibi gözükse de benimkisi, değil işte, değil :) Yoğun bi günmüş onlar için dün. Hastane işleri fln varmış. Enver'in dikişleri aldırmışlar gibi gibi. Neyse dedim İzmir'e gelin, affedeyim :) E kabul ettiler doğal olarak, özledim be ya. Gelsinler zaten artık. Benim gidebildiğim yok zaten, onlar gelsin!!
Sonra efenime söyleyim, akşam şüko hanımlar mesaj attılar bana. Ben geç çıkacağım, heberin ola diye. aybo beylerin de sunum hazırlaması gerekiyordu, o da geç gelirim dedi. E iyi dedim napalım. Ben de çıktım işten sallana sallana gittim eve. Tabi giderken kafamda şunlar var. "Eve gideyim. Şöle bi sıcak çorba yapayım. Yanına da bi sebze yemeği. Şüko da gelir, yemeğimizi yeriz. Sonra da pastamızı keser yeriz." Bu düşüncelerle evin kapısını açtım, salondan sarı bir ışık geliyo. Dedim lan tüh dün gece yatarken ışığı kapamayı unutmuşuz, tüm gün açık kalmış. Sora odama giderken kafayı bi çevirdim, masanın üstünde bi pasta, üstünde de mum. Meğer sarı ışık mumdan gelirmiş. Ben şok tabi. Sora bi baktım herkes koltukların üstüne önüne pısmış beni bekliyo :) Meğer 35 dkdır beni beklerlermiş, ha geldi ha gelecek diye. Orda bi koptuk hep heraber zaten. şüko, seko, aybo, emi ve kürşat vardı. beni yemek işi suya düştü tabi. Pizzalarımızı söyledik, yemeği yedik. Sonra da pastamı kesip afiyetle mideye indirdik.
Geçen yıl da güzel sürprizdi, bu yıl da. Hayır ben mi çok safım da anlamıyorum bilmiyorum yani :)

24 yaşmış, pehhh....

0 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)

Yeni yılın yeni belaları

Salı, Ocak 13, 2009 Unknown 0 Comments

15 gün olmuş yazmayalı, vay bee.. Yeni yıl geçmiş gitmiş tek kelime etmemişim. Sağlıkta problemler olunca yazası gelmiyor demek insanın.

Neyse, yılbaşı gecesine döneyim bari öncelikle. Bizim evde toplaştık, 9 kişiydik. Şüko, seko, aybo, fırt, tubi, ben, moşahin, uğur ve ece vardı efenim. Tabi o gün biz 6ya kadar çalıştığımız ve aybo ile şüko'nun da işleri olmadığı için hazırlık işleri onların başına kaldı :D Eve bir gittim, anammmm nasıl güzel süslemişler evimizi, nasıl güzel mezeler hazırlamışlar bi görseniz. Onurla uğur da hindimizi alıp geldiler, herkes toplaşınca ben hindiye giriştim :) Ne büyük hayvanmış canım o öyle, parçala parçala bitmedi. Sonra bi de üstüne 3 gün daha kalanları yedik yani evde :) Süper ötesi masamızda süper ötesi yemeklerimizi yedik. Sonra tv karşısına geçip yeni yıla girdik. Ardından tabi ki tombala oynadık :) Pis fırt ve grubu hep kazandı, ben sanırım 1-2 kere 1. çinko yaptım o kadar, hehe. Tombaladan sonra hızımızı alamayıp tabu oynadık. Hayır ben de mi terslik vardı nedir, hep kaybeden oldum canım. Olmaz ki bu kadar da!! Sonra efendime söyleyim 4 gibi herkes evlere dağıldı biz de yattık uyuduk mis gibi. İçki tüketimi şaşılacak derecede azdı o akşam, ilginç yani.

Sonraki günlerde yine normal yaşama, 2008'i 2009 yaparak devam ediyorum işte.

Tabi bu yaşantıma diş problemim eklendi o kadar. Sol alttaki azılarımdan birindeki sızlama yüzünden diş hekimine gittim. Devlet hastanesinde dolgu olur bu dediler, 15 ocak'a(2 gün sonra) gün verdiler. Tamam, dedim. Ama tabi diş benim dişim ya illa ki problem çıkartması lazım. Cumartesi akşam yemekten sonra şiddetli ağrımaya başladı, ağladım yani ağrıdan o derece. E kalktık 24 saat açık olan özel bi diş kliniğine gittik. Abla aktı, kanal tedavizi olması gerekiyo dedi. E iyi dedim napacaksan yap, yeter ki düzelsin. 1.5 saatlik oyma işlemi sonucunda kanalları açtı. Geçici dolguyla kapatıp gönderdi. Dün gittim, bi ilaç koydu içine bu sefer. Tekrar kapattı. 15 gün sonra son işlemle bitecek umarım olay. Ama tabi ağrısız geçmiyo günler. Sızılar var tabi, ama sonunda iyi olacağını bildiğim için katlanıyorum. Ne pis bir şey bu diş ağrıları ya, olmaz olsun!!

Ek olarak şu sıralarda Enver de bi ameliyatta. Çenesinin orda bi beze vardı, onu alıyolar. Umarım sorunsuz geçiyodur. Çıksın bi an önce, hemen..

0 yorum var:

Sen de bir şeyler söyle ama, yalnız bırakma beni :)